Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6788
Karar No: 2018/6590
Karar Tarihi: 17.09.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/6788 Esas 2018/6590 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/6788 E.  ,  2018/6590 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Davalı ... vekilinin ek kararın kaldırılması ile mahkeme hükmünün bozulmasına ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde, harçtan muaf olan davalı ... vekilinin, yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı “temyizin reddine” ilişkin ek kararının KALDIRILMASINA,
    2-Dava, trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan ölüm aylığı ve cenaze gideri nedeniyle uğranılan Kurum zararının 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
    Davanın yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi kapsamında rücu edilecek kişilerin sorumlulukları, üçüncü bir kimsenin suç sayılır hareketi ile kanunda belirtilen sosyal sigorta yardımlarının yapılmasını gerektiren bir halin doğması ve sigortalı veya hak sahiplerine bu yardımların yapılması koşuluna bağlanmıştır.
    2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3. maddesinde işleten: “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.”
    Yasada ve öğretide, işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçütler söz konusudur. Bunlardan şekli ölçüt, satışa esas olan tescil belgesinde, trafik belgesinde, sigorta poliçesi ve vergi kaydında yazılı olmayı, maddi ölçüt ise; araçtan yararlanmayı ve araç üzerindeki eylemli egemenliği ifade etmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasında işleten kavramı ve kimlerin işleten olabileceği belirtilmiştir. Kural olarak aracın trafik tescilinde adına kayıtlı olduğu kişi yani araç sahibi aracı kendi hesabına ve kendisine ait olmak üzere kullanıyor, üzerinde çıkar sağlıyorsa aynı zamanda işleten olup, hem şekli hem de maddi anlamda işleten sıfatını alacaktır.
    Noterlerin düzenleme yoluyla yaptığı satış ve devir işleminin arkasından yapılacak tescil mülkiyete karine oluşturması bakımından önem taşır. Kuşku olan durumlarda aracın malikine işleten gözüyle bakılmalı ve buna ağırlık verilmelidir.
    Varsayımlı işletenlik olarak öğretide adlandırılan ve 2918 sayılı yasanın 3. maddesinde düzenlenen kavramı da açıklamakta yarar vardır. Bunun temelinde yasanın muvazaalı (danışıklı) işlemlere karşı zarar görenleri koruma amacı yatmaktadır. Yasa koyucu aracın kayden maliki başkası görülse bile üçüncü bir kişi tarafından aracın kendi nam ve hesabına işletildiğinin, araç üzerinde fiili tasarrufta bulunulduğunun ilgilisince ispatı halinde bu kimsenin de işleten sayılacağını ifade etmektedir. Burada kazanılan işleten sıfatı değil işleten gibi sorumluluktur.
    Araç sahibinin işleten olması, “aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde eylemli olarak egemenliği kullandığı” karinesine dayanır. Bu nedenle, tersi kanıtlanmadıkça araç maliki işletendir. Araç sahibinin işleten olduğu eylemli olguya belirtiye (karine ipucu) dayanmasına göre, tersi her türlü kanıtla kanıtlanabilir. Asıl olan işletenin sorumluluğudur. Kamusal kayıtlara göre araç maliki olan, aracı mülkiyeti koruma (muhafaza) kaydıyla sattığını ya da kiraya ya da ariyet ya da rehin olarak verdiğini ya da araç üzerinde ekonomik çıkarın ve eylemli egemenliğin bir sözleşmeyle veya haksız eylemle varsayımsal işletene geçtiğini ileri sürerek işleten olmadığını kanıtlayabilir.
    Araç maliki, belirtilen şartların varlığı halinde işleten sayılır. Oysa 1479 sayılı Yasanın 63. maddesinde, Anayasa Mahkemesinin, 27.3.2002 tarihli iptal kararından önce araç sahipleri, işleten olup olmadığına bakılmaksızın doğrudan sorumlu sayılıyordu. Peki, madde metninden “araç sahipleri” ibaresi çıkarıldığına göre 63. madde kapsamında işletenler sorumlu tutulabilecek midir? Bu konuda uygulamada tereddütler yaşanmış, mahkemelerce Anayasa Mahkemesi iptali nedeniyle araç sahipleri ve işletenlerin sorumlu tutulmadığı kararlar olmuştur.
    Yargıtay, “araç malikinin 1479 Sayılı Kanunun 63. maddesi kapsamında Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak anılan yasanın öngördüğü “diğer sorumlular” kavramı kapsamında 2918 Sayılı Kanunun 3. maddesi hükmünde öngörülen tanım çevresinde işleten sıfatını haiz bulunması; bir başka anlatımla trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan araç üzerindeki fiili hâkimiyet ile aracı tehlikesi kendisine ait olmak üzere kendi nam ve hesabına işletiyor olması halinde mümkün olacağına” karar vermiştir. Yine Yargıtay’ca, iptal edilen kanun hükmü, mahkemede görülmekte olan davanın hukuki dayanağını oluşturuyorsa, artık Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verileceğinden iptal kararının mevcut davalara da uygulanacağına karar verilmiştir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesinde işletenin hukuki sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olur. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Yani 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85 ve devamındaki madde hükümleri kapsamında işleten; zararlandırıcı sigorta olayının vukuunda şahsi kusuru bulunmasa bile fiili hâkimiyetinde bulunan aracın sürücüsü ile sürücünün dışında kalan diğer yardımcıların kusurlu eylemlerinden kusursuz sorumluluğu vardır.
    1479 sayılı Yasanın 63. madde sorumluluğu kusur sorumluluğu olup üçüncü kişi sayılan sürücünün kullandığı aracın ayrıca işleteni varsa, yani sürücü ile işleten farklı ise işleten, 63. maddedeki diğer sorumlular kapsamında sürücü ile birlikte müteselsilen sorumlu olacaktır.
    Yukarıda belirtilen açıklamalar ve benimsenen ilkeler kapsamında, mahkemece davalı ... Önar yönünden anılan ilkeler kapsamında işleten sıfatı araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum ile davalılardan ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi