11. Ceza Dairesi Esas No: 2014/10667 Karar No: 2016/48 Karar Tarihi: 11.01.2016
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/10667 Esas 2016/48 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2014/10667 E. , 2016/48 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
1. Sanık ..."nın temyiz istemine ilişkin incelemede; 14.04.2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasanın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında kanuna eklenen geçici 2. maddesi uyarınca sanık hakkında doğrudan hükmolunan ve kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılan 1500 TL adli para cezası ile mahkumiyetine dair hükme yönelik sanığın temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE, 2.Sanık ..."ın temyiz istemine ilişkin incelemede; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.04.2014 tarih 2013/9-452 Esas, 2014/153 sayılı kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere 5237 sayılı TCK"nun 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşması için yalan beyanın resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yapılmış olması gerekmektedir. Resmi bir belgenin düzenlenmesi sırasında beyanda bulunacak kişinin gerçeği söyleme zorunluluğu vardır. Kişinin beyanı üzerine düzenlenen resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispatlayıcı nitelikte olması, bir başka ifadeyle beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılmasının zorunlu olmaması şarttır. Aksi halde yani kişinin beyanı yeterli olmayıp, bu beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılması zorunluysa ve bu araştırma sonunda bildirimin gerçeğe uygun olmadığı belirlenirse; kişinin beyanına itibar edilemeyeceğinden ve kişinin beyanını içeren belge, ispat aracı olarak kullanılamayacağından, anılan maddedeki suç oluşmayacaktır. Bununla birlikte suçun oluşması için sanığın beyanda bulunması yeterli olmayıp sanığın beyanı üzerine kamu görevlisi tarafından bir belgenin de düzenlenmesi gerekmektedir. Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; Sanık ..."ın yükümlü bulunduğu adli kontrol kararı kapsamında karakolda atması gereken imzayı diğer sanık...dan atmasını istediği, sanık ..."ın kendisini ... olarak tanıtarak imza attığı, atılan imza ile daha evvel mevcut bulunan imzalar arasındaki farklılık görevli memurca anlaşılması üzerine kimliğinin sorulduğu, sanık..."ın kendi kimliğini beyan ettiği anlaşılmakla, görevli memurlarca sanığın kimlik beyanı kontrol edilmeden belgenin düzenlenmesi karşısında atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden ""resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak"" suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan anılan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.