Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/2668 Esas 2016/2688 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2668
Karar No: 2016/2688
Karar Tarihi: 03.03.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/2668 Esas 2016/2688 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/2668 E.  ,  2016/2688 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Tereke tespiti isteyen vekili tarafından, davalı aleyhine 10.04.2012 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; murisin tereke mevcudunun tespit edildiği mahkemece yapılacak başka bir işlem olmadığından terekeden el çekilmesine dair verilen 04.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi tespit isteyen vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşündü:
    _ K A R A R _
    Davacı, muris ..."un 13.01.2012 tarihinde vefat ettiğini, terekesinin tespiti ile defterinin tutulmasını, tespit edilecek tüm tereke malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, muris..."ın terekesinin dosyaya gelen yazı cevapları ve mevcut duruma göre tespitine, mahkeme kasasında olan eşyaların yediemin sıfatı ile eşi ..."a teslimine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir.
    Davacının defter tutulmasına dair isteği, Türk Medeni Kanununun 619. maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter
    tutma" değil, aynı Kanunun 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır.
    Bu itibarla mahkemece, resmi kurumlardan murisin taşınır ve taşınmaz tüm malvarlığına ilişkin bilgi istenmek, tereke mallarını zilyetliğinde bulunduran veya murise borcu olan mirasçıların murisin mali durumu ile ilgili bilgi vermekle yükümlü oldukları hatırlatılarak bu hususta mirasçılardan bilgi alınmak suretiyle "Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün" 33"üncü maddesi gereğince; ölüm anı itibarıyla terekedeki (taşınır veya taşınmaz) mal ve hakların tespit edilip hükümde gösterilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran tarafa geri verilmesine, 03.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.