14. Hukuk Dairesi 2015/9240 E. , 2016/2687 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, 13.12.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı murisi...."un mirasçılık belgesinin verilmesini istemiş, mahkemece... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan nüfus kaydının düzeltilmesi davasının kesinleştirilmesi için verilen süreye uyulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Muris.... 20.06.1949 tarihinde vefat etmiştir. Nüfus kayıtlarında eşi .... eski eşi... gözükmektedir..... ile.... arasında evlilik kaydı olmamasına rağmen ... ve ...."ten olma çocuklar....,... ve ... nüfusa tescil edilmişlerdir. Davacı babasının... olan anne adının ... olarak tashihi davası açmış, reddedilen hüküm henüz kesinleşmemiştir. Muris... ve ..."den olma çocuklar...,... ve ..."nin sahih nesepli yahut gayri sahih nesepli olduklarına dair nüfus kayıtlarında bir açıklama bulunmamaktadır.
Kadın evli olsun veya olmasın o çocuğu dünyaya getirmişse çocuğun anasıdır ve çocukla ana arasındaki soy bağı doğumla kurulur. Mülga 17.02.1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi açısından bu soy bağı kanundaki karşılığıyla nesep, ananın evli olması halinde anaya karşı sahih, evli olmaması halinde gayri sahih kabul edilmiş ise de 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu açısından bu ayırım terk edilmiş; ananın soy bağının doğumla kurulduğu vurgulanılmakla kalınmıştır. 4722 sayılı Türk Medeni Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un "soy bağı" başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrası gereğince "Türk Medeni Kanunu"nun yürürlüğe girmesinden önce, sahih olmayan nesepli çocuklar, yürürlük tarihinden başlayarak bu kanunun soy bağına ilişkin hükümlerine tabi olurlar." denilmek suretiyle "sahih ve gayrisahih nesep" ayırımı hem ana hem de baba ile kurulan soy bağı açısından geriye dönük olarak da kaldırılmıştır. "Yeni Medeni Kanun, haklı olarak eleştirilen bu çağdışı ayırımı tamamiyle kaldırarak farklılık ve eşitsizlik yaratan düzenlemeyi tasfiye etmiştir.
4722 sayılı Kanunun 17. maddesi gereğince mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. Muris 1949 yılında ölmüştür. Bu tarihte yürürlükte olan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 443. maddesi; "Nesebi sahih olmayan hısımlar ana tarafından nesebi sahih hısımlar gibi mirasçılık hakkını haizdir. Bunların baba cihetinden mirasçı olabilmeleri; babalarının kendilerini tanımış veya babalıklarına hükum sudur etmiş bulunmasına mütevakkıftır. Baba tarafından nesebi sahih olmayan çocuk yahut füruu, babasının nesebi sahih füruları ile içtima ederse; nesebi sahih bir çocuğa veya ferilerine isabet eden hissenin yarısını alırlar" şeklinde idi. Anayasa Mahkemesi"nin 29.03.1988 tarihli ve 19679 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan tarihli ve 1987/1 E, 1987/18 kararı ile, birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile ikinci fıkrasının tamamını iptal edilmiştir. Daha sonra çıkarılan 3678 sayılı Kanunun 9. maddesinde geçen "nesebi sahih olan hısımlar nesebi sahih olmayan hısımlar gibi mirasçılık hakkını haizdir" hükmüyle bu durum daha da kesinlik kazanmıştır. O halde mirasçılardan .... ve..."den olma çocuklar..., .... ve ...."nin murisleri ..."a karşı neseblerinin tam ve doğru olarak belirlenmesi gerekmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir (TMK md. 7). Hakim çekismesiz yargıda re"sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir. Bu nedenle... ve ..."den olma ..., ... ve ..."nin vukuatlı nüfus kayıtları ve dayanak tüm belgeler getirtilmeli, davacının bu konuda göstereceği deliller toplanmalı, resen araştırma ilkesi gereğince murisin resmi evlilikleri, tespit edilmeli, davacının iddia ettiği gibi... ile ..."nın aynı kişiler olup olmadıkları belirlenmeli ve sonucuna göre nesep bağının tespit edilmesi gerekmektedir. Açıklanan şekilde araştırma yapılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.