14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14883 Karar No: 2016/2668 Karar Tarihi: 02.03.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/14883 Esas 2016/2668 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/14883 E. , 2016/2668 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.09.2013 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili davacının taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu... parsel sayılı taşınmaz ile... parsel sayılı taşınmazın bedellerini ödeyerek taşınmazları devraldığını, ancak taşınmazların adına tescilinin gerçekleşmediğini belirterek taşınmazların adına tescilini talep etmiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının 1/2 oranında iptali ile ... adına tesciline,... sayılı parselin davalılar adına olan tapu kaydının tamamının iptali ile ... adına tesciline karar verilmiştir. ... vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizce özetle "Davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiş ancak, mahkemece... parsel sayılı taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği görülmüştür. Halbuki bu parselde satış vaadinde bulunan davalıların murisi... ve ... İşleyen"in mirasçıları dışında başkaca paylı maliklerin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacıya satış vaadinde bulunmayan yani sözleşmede taraf olmayan diğer paylı maliklerin payları yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği" gerekçesiyle bozulmuştur. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir. Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle bozmadan önce kesinleşen.... parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak "aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.