21. Hukuk Dairesi 2015/11182 E. , 2015/14188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, temyiz kapsam ve nedenleri ile hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 3371,00- TL maddi tazminatın 16.01.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davacının meslek hastalığı sonucu %22 oranındaki sürekli iş göremezliğinin %26 oranına arttığı, davalının %73,81 oranında kusurlu olduğu ve %26,19 oranında da kaçınılmazlığın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, sürekli iş göremezliğin %22"den %26"ya yükselmesi nedeniyle fark %4 sürekli iş göremezlik için ilk peşin sermaye değerinin iki kez Sosyal Güvenlik Kurumu"ndan sorulduğu, kurumun 20.02.2014 havale tarihli müzekkere cevabında %4 fark maluliyet için ilk peşin sermaye değerini “10.195,59- TL” olarak, 06.03.2015 tarihli müzekkere cevabında ise %4 fark maluliyet için ilk peşin sermaye değerini “268,28- TL” olarak bildirdiği; buna göre bildirilen ilk peşin sermaye değerleri arasında çelişki olduğu; maddi zararın belirlenmesi sırasında bilirkişi tarafından hesaplanan zarar tutarından Kurumca bağlanan gelirlerin 20.02.2014 tarihinde bildirilen ilk peşin değerinin rücu edilebilir kısmının düşülerek sonuca gidildiği ve buna göre maddi zararın bulunmadığı sonucuna varıldığı ancak mahkemece bu rapora itibar edilmeyerek 06.03.2015 tarihinde bildirilen ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir kısmının düşülerek çıkan sonuca göre hüküm kurulduğu görülmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bildirilen ilk peşin sermaye değerleri arasındaki çelişki giderilmeden varılan bu sonuç yerinde değildir.
Davanın bu yönüyle yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Adalet Komisyonu"nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafık kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.”
Öteyandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”. Dairemizin ve giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, öncelikle Kurumca bildirilen gelirlerin ilk peşin değerleri arasındaki çelişki giderilerek çıkacak sonuca göre ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilecek kısmının hesaplanarak, bilirkişi raporunda belirlenen zarar tutarından indirilmesi ile çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde çelişki giderilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.