11. Hukuk Dairesi 2016/3679 E. , 2017/2275 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/11/2015 tarih ve 2013/623-2015/964 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 18.04.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı şirket temsilcisi Şerafettin Karahan ile davalı şirket vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tekstil alanında aracılık ve danışmanlık hizmetleri veren davacının tekstil alanında imalatçı olarak faaliyet gösteren davalı şirketi merkezi ...’da bulunan ... bünyesindeki ... şirketi ile bir araya getirerek aralarında 2008 yılında başlayan ticari ilişkiyi kurduğunu, davacının davalı ile adı geçen ... dışındaki şirket ile akitlerine aracılık eden tek yetkili kişi konumunda bulunduğunu, davalı şirket ile ... arasında davacı şirket aracılığı ile başlayıp yıllardır süre gelen bu ticari ilişkide davacının tarafları bir araya getirmekten öte sözleşme kurulduktan sonra da davalı şirket adına sözleşmenin ifasına aracılık ettiğini, buna mukabil müvekkilinin gerçekleşen her sipariş için davalı şirketten %8 oranında ücrete hak kazandığını, 2008 yılı Mayıs ayından beri davalı şirketin .../... bölgesindeki ticaretinin yalnızca müvekkili şirket aracılığı ile sürdüğünü, davalının bu ticareti sayesinde 7.050.000 Euro"ya ulaşan ihracaat yaptığını, davalıya verilen aracılık hizmetinin müvekkili şirketin de cirosunun büyük bir kısmını oluşturduğunu, ancak davalı şirketin sözleşmeyi haksız feshi sonucunda davacının işlerinin durma noktasına geldiğini, tüm personelini işten çıkararak ofisini kapatmak zorunda kaldığını, davalı şirket ve müşteri ile 10.10.2012 tarihinde 2013 ilkbahar -yaz sezonu kolleksiyonu üzerinde yapılan toplantıdan sonra bu husustaki özetin davalı ve müşteriye gönderildiğini, siparişlerin alınması için kolleksiyon üzerinde çalışmaya başlandığını, davalı şirketin sözleşmeyi Kasım ayı sonu itibariyle feshettiğini bildirdiğini, feshin haklı sebep olmaksızın ve ihbar süresine uymaksızın yapıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 343.000 TL denkleştirme tazminatı ile davacı şirketin haksız ve ihbar süresi tanınmadan yapılan fesih nedeniyle başladığı işi bitirememesinden dolayı 2013 ilkbahar-yaz sezonu kolleksiyonu kazancından mahrum kalmasından dolayı uğradığı zararın tazmini olarak 200.000 TL olmak üzere toplam 543.000 TL"nin 07.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacının ... şirketi ile ticari ilişki kurulmasında hiç bir katkısının olmadığını, davacının ... ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiye sonradan dahil olduğunu ve aralarındaki iletişimi sağlama dışında bir sorumluluğunun olmadığını, davacının bu güne kadar hak ettiği ve önceden kararlaştırılmış alacaklarının tamamını tahsil ettiğini, hiç bir alacağının kalmadığını, ayrıca 2013/ilkbahar-yaz kolleksiyonuna ilişkin olarak ... firması ile anlaşma sağlanamadığını, davacının zararının olmadığını, denkleştirme tazminatının da hukuki gerekçesinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının davalının acentası olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 05.11.2012 tarihinde davalı tarafından haksız feshedilmesinden dolayı davacının denkleştirme tazminatı isteminde bulunabileceği, davacının fesih tarihi itibariyle aracılıkta bulunduğu 2013 yılı ilk bahar yaz koleksiyonu ile ilgili zarar ettiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, 372.902,92 TL denkleştirme tazminatı, 200.000 TL haksız fesihten kaynaklanan tazminat olmak üzere toplam 572.902,92 TL tazminatın 07.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı ve fesih bildirimi nedeniyle başlanılan işin bitirilememesinden dolayı 2013 yılı ilk bahar - yaz sezonu koleksiyonu kazancından mahrum kalınması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 122. maddesinde “Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.” hükmü düzenlenmiş olup, denkleştirme tazminatı talep koşulları belirlenmiştir. Somut olayda davacı, davalı ile ... bünyesindeki ... şirketi arasındaki ticari ilişkinin kurulması ve yürütülmesinde faaliyette bulunmuş olup, taraflar arasındaki ilişki sona erdikten sonra davalının menfaat elde etmediği, davalı ile ... arasındaki sözleşmenin ... tarafından tek taraflı feshedildiği, taraflar arasındaki ilişkinin sona ermesinden sonra davacı tarafından kazandırıldığı bildirilen ... ile hiç bir sözleşme yapılmadığı savunulmuştur. Dolayısıyla denkleştirme tazminatı talep edilebilme şartlarının değerlendirilmesi açısından taraflar arasındaki ilişkinin sona ermesinden sonra davalı ile dava dışı müşterisi arasındaki sözleşme ilişkisinin fesihle sona erip ermediği, davalının adı geçen müşterisiyle devam eden ticari ilişkisi varsa elde ettiği menfaatin tespiti açısından mahkemece dosyadaki mailler nazara alınmak suretiyle davalı ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus incelenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı vekilince, fesih bildirimi nedeniyle başlanılan işin bitirilememesinden dolayı 2013 yılı ilk bahar - yaz sezonu koleksiyonu kazancından mahrum kalınması nedeniyle uğranılan zararın tazmini de istenmiş olup, davalı ile müşterisi ... arasında 2013 yılı ilk bahar kreasyonu için anlaşma sağlanmadığı, dolayısıyla bir menfaat elde edilmediği, davacının da bu suretle komisyon alacağının bulunmadığı savunulmaktadır. Dosya içerisinde bulunan davalının müşterisi olan ... dışı şirket çalışanı tarafından davalı çalışanına gönderilen 22/01/2013 tarihli mailde “tarz açısından büyük bir değişiklik yapmaya karar verildiği için, davalı tarafından gönderilen numuneler arasından seçim yapılmadığı, artık ‘Fatto tarzı’nın kendilerine uymadığı, gönderilen numunelere ait bir adet kolinin yola çıktığı” ifade edilmektedir. Davalının davacı ile arasındaki sözleşmeyi feshi esnasında davacının aracılıkta bulunduğu ve hazırladığı 2013 yılı ilk bahar - yaz sezonu koleksiyonuna ilişkin sözleşmenin fesihten sonra kurulup kurulmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Böyle bir sözleşme davalı ile müşteri arasında kurulmuşsa ancak davacı bu sözleşmeden kaynaklanan ücret alacağını talep edebilecektir. Dolayısıyla, söz konusu mail, tanık beyanları, davalı defterleri de incelenmek suretiyle fesih döneminde hazırlıkları yapılan davacının da aracılık ettiği 2013 yılı ilk bahar - yaz sezonu koleksiyonunun hazırlanmasına ilişkin davalı ile müşterisi arasında bir sözleşme düzenlenip düzenlenmediği, bu konuda davalının menfaat temin edip etmediği yönünde inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesi de doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.