16. Hukuk Dairesi 2015/16354 E. , 2017/7471 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ... Köyü çalışma alanında bulunan 152 ada 2 parsel sayılı 30.405,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmıştır. Davacı ..., vergi kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak Kadastro Mahkemesinde dava açmış, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın askı ilan süresinden sonra açılmış olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Davacı tarafından davaya Sulh Hukuk Mahkemesine devam edilmiş, Mahkemece dava konusu taşınmazın miktarı yönünden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi ..."in 05.09.2014 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.102,70 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 152 ada 2 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün davacı tarafın dayandığı vergi kaydının kapsamında kaldığı ve taşınmazın bu bölümünün mera vasfında olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan, araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece dava konusu taşınmaza komşu parsellerin kadastro tespit tutanak ve varsa dayanakları getirtilmemiş, davacının dayandığı vergi kaydının sınırları keşifte tek tek okunmak suretiyle yöntemince uygulanmamış, vergi kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmamış, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın, davacı adına tesciline karar verilen (A) harfi ile gösterilen bölümü ile kalan bölümünün ne şekilde ayrıldığı, bu bölümün meradan açma veya meranın devamı niteliğinde olup olmadığı hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve yan görünüş (kesit) krokisi ile desteklenmiş rapor aldırılmamış, yine taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümü dışında kalan kısmının kadim ya da tahsisli mera olup olmadığı belirlenmemiş, taşınmazın niteliğinin belirlenmesi hususunda hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için; öncelikle, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan (taşınmazın doğu sınırında bulunan yoldan sonra gelen taşınmazlar da dahil olmak üzere) komşu taşınmazların kadastro tespit tutanakları ile varsa dayanağı belgeler, taşınmazın bulunduğu yere ait mera tahsis kararları, ekleri ve haritaları getirtilmeli, davacının dayandığı vergi kaydı tesisinden itibaren getirtilmeli, revizyon durumu araştırılmalı, dava konusu taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilerek bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde tarafsız, yöreyi iyi bilen, taşınmazın bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden, elverdiğince yaşlı şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, teknik bilirkişi, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında davacının dayandığı vergi kaydının hudutları tesisinden itibaren tek tek okunmak suretiyle yöntemince uygulanmalı, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar haritasında işaretlettirilmeli ve uygulanan vergi kaydının kapsadığı alanı gösterir, denetime açık ve keşfi takibe imkan verir rapor ve harita düzenlettirilmeli, bu suretle dayanılan kaydın kapsamı açık bir şekilde tespit edilmeli, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, dava konusu taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, dava konusu taşınmaz bölümü ile taşınmazın kalan bölümü arasında ayırıcı nitelikte bir unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, zaman içinde sınırlarında genişleme olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığını, taşınmazın (A) bölümünün meranın bütünlüğünü bozup bozmadığını, bu bölümün toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden dava konusu taşınmazın diğer bölümünden nasıl ayrıldığını, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını, taşınmaz bölümünün meradan açılan bir yer olup olmadığını, meranın devamı niteliğinde olup olmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere dayalı, yan görünüş (kesit) krokisi ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak dava konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu hususunda ayrıntılı rapor aldırılmalı, dava konusu taşınmazın mera olduğu sonucuna varıldığı takdirde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuken değer taşımayacağı gözetilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 06.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.