17. Hukuk Dairesi 2015/12663 E. , 2018/8135 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüld
-K A R A R-
Davacı vekili, 14.06.2004 tarihinde meydana gelen kazada yaralanan dava dışı 3.kişiye mahkeme kararına istinaden 21.111,00 TL manevi tazminat ödendiğini, davalı ... başkanlığının davaya konu trafik kazasında % 75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek, davalının kusuruna isabet eden 15.830,00 TL"nin ödeme tarihi olan 26.11.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, ödemeye konu davanın tarafı olmadıklarından bu davanın kendileri açısından kesin hüküm teşkil etmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 15.830,00 TL"nin 26/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alımarak davacıya verilmesine reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Yargı Yolu kavramı, bir hukuk sisteminde herhangi bir davanın o hukuk sistemine dahil yargı kollarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığa hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel koşullarından olup mahkemece re"sen dikkate alınması gereklidir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan ... Belediyesi, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan dolayı açılan davaların
İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun"un 2. maddesi uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Esasen 2918 Sayılı ..."nın hukuki sorumluluğa ilişkin 85 ve devamı maddelerinde araç işletenin sorumluluğu düzenlenmiş olup, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.
Somut olayda kazanın, davalı belediyenin sorumluluğunda bulunan kanalizasyon arızasının giderilmesi için, dava dışı belediye işçisinin kanalizasyon çukurunda çalıştığı sırada, davacı şirkete ait ve yine şirket çalışanı dava dışı sürücü idaresindeki kamyonun, çukurun kenarındaki şeridin bağlı olduğu taşların üzerinden geçerken, taşlardan birisinin fırlaması ve işçiye isabet etmesi sonucu gerçekleştiği, işçi tarafından davacı şirket ile sürücü aleyhine açılan, ..."na ihbar edilen ve sürücünün % 25, iş bu davada davalı ..."nın % 75 oranında kusurlu bulunduğu davanın, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 30.12.2010 tarih ve 2005/470 E-2010/630 K sayılı kararı ile hükme bağlandığı, hükmedilen manevi tazminatın, davacı şirket tarafından müteselsilen sorumlu olunması nedeniyle tamamının işçiye ödendiği ve kusuru oranında davalı belediyen rücuen tazmini istemli olarak eldeki davanın açıldığı, davalıya atfedilen kusurun hizmet kusuru teşkil eden eyleme dayandığı görülmektedir.
Bu durumda mahkemece, davanın HMK 114/1-b.maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasına girilerek, hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 24/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.