10. Ceza Dairesi Esas No: 2016/379 Karar No: 2016/460 Karar Tarihi: 18.02.2016
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2016/379 Esas 2016/460 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgütün faaliyetleri kapsamında uyuşturucu madde ticareti suçundan sanığa 20 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi. Ancak, TCK'nın 49. maddesine göre hapis cezası üst sınırının 30 yıl olduğu dikkate alınmadığı için karar bozuldu ve TCK'nın 53. maddesi değiştirildiği için yeniden belirlenmesi gerektiği belirtildi. Hüküm düzeltildi ve onandı. Mahkeme kararında, TCK'nın 49, 53(1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanması) maddeleri anlatılır.
10. Ceza Dairesi 2016/379 E. , 2016/460 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma Hüküm : Mahkûmiyet
Temyiz incelemesi, müdafilerinin isteği üzerine duruşmalı olarak yapıldı. Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : TCK"nın 49. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ""süreli hapis cezası, kanunda aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olamaz"" hükmünün sonuç cezayı değil, kanunda üst sınırı gösterilmeyen durumlarda temel hapis cezasının üst sınırını ifade ettiği, 29.06.2005 tarih ve 5377 sayılı Kanun"la TCK"nın 61. maddesine eklenen 7. fıkra uyarınca hükmolunacak sonuç hapis cezasının üst sınırının 30 yıl olarak öngörüldüğü gözetilmeden, 20 yıl 7 ay 15 gün olarak belirlenen hapis cezasının sözü edilen 49. madde uyarınca 20 yıla indirilmesi suretiyle eksik hapis cezası tayin edilmesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır. Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile eleştiri ve aşağıda belirtilen dışında yaptırımların doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafilerinin temyiz itirazları ile duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, resen de incelenen hükmün BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, hükmolunan hapis cezasının süresi ile tutuklama tarihine göre sanık hakkındaki salıverilme isteğinin reddine, 18/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM TUTANAĞI
18.02.2016 tarihinde saat: 15.30"da verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ..."ın katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafileri Avukat ... ve Avukat ..."ın yüzlerine karşı, Avukat ... ve Avukat ..."in yokluklarında 18.02.2016 tarihinde yöntemine uygun biçimde, açık olarak okunup anlatıldı