11. Hukuk Dairesi 2016/14490 E. , 2017/2268 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Kanun Yararına Bozma Bürosu Hakimliği’nce verilen 24/11/2016 tarih ve 2015/684-2016/211 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan ticari kredi kullandığını, kullanılan kredi nedeniyle dosya masrafı, istihbarat ücreti ve komisyon alındığını, bunun TBK"nın 20. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek ve ıslah ile 550.00 TL"nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karar aleyhine Bakanlığı"nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma talebinde bulunulmuştur.
Dava, dosya masrafı, istihbarat ücreti ve komisyon adı altında yapılan kesintinin tahsili istemine ilişkindir.
1-492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 30. maddesinde "ıslah edilen miktar için gerekli harç alınmadan, ıslah edilen miktar yönünden işin esası hakkında karar verilemez" düzenlemesi bulunmaktadır. Böylece, ıslahla talep konusu miktar artırılmış ve bu artırım harç yatırılmasını gerektiriyorsa, eksik harcın tamamlanacağı öngörülmüştür. Oysa, somut olayda, davacının ... olduğu peşin harç göz önüne alındığında, bunun ıslah edilen kısım için ödenecek harcı da kapsadığı görülmektedir. Bu nedenle, ıslah edilen miktar bakımından harcın tamamlanmasına gerek olmadığı anlaşılmakla, bu yöne ilişkin yazılı emir istemi yerinde olmadığından reddi gerekmiştir.
2-Faiz başlangıcına yönelik yazılı emir istemine gelince; borcun muaccel olmasına rağmen ifa edilmemesi ve alacaklının ihtarı ile borçlu temerrütünün oluşacağı TBK m. 117"de düzenlenmiştir. Ayrıca borcun ifası için dava açmanın ihtar niteliğinde sayılacağı, kısmi davada ise ancak dava açılan kısım için ihtarın gerçekleşeceği, bakiye kısım bakımından ihtar ve dolayısı ile temerrüt oluşmayacağı göz önüne alındığında, mahkemece ıslah edilen kısım bakımından ıslah tarihi olan 21.04.2016 yerine, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi yürürlükteki hukuka aykırı görüldüğünden yazılı emir isteminin kabulü ile hükmün bu kısmının kanun yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle harca ilişkin kanun yararına bozma isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 6100 sayılı HMK"nın 363. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere Kanun yararına BOZULMASINA, gereğinin yapılması için karar örneği ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.