Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/1454 Esas 2020/4425 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1454
Karar No: 2020/4425
Karar Tarihi: 21.12.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/1454 Esas 2020/4425 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali talebiyle açılmıştır. Davacı, üyelikten çıkarılmasına ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olmadığını savunarak kararın iptal edilmesini talep etmiştir. Davalı ise, davacının borçlarını ödemediği gerekçesiyle ihraç edildiğini ve davacının dava açmaya hak kazanacak şekilde süresi geçtiğini ileri sürmüştür.
Mahkeme, davacının kooperatiften çıkarılmasına ilişkin kararın yasaya uygun şekilde alınmadığı sonucuna varmıştır. Ayrıca, davacının borçlarını ödemediği gerekçesiyle yapılan ihtarların ve ihraç kararının usul ve yasaya uygun olmadığını belirtmiştir. Bu nedenle, mahkeme 22.05.2012 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: Davacının kooperatiften çıkarılmasına ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olması gerektiği hüküm altına alınmıştır (Türk Ticaret Kanunu Madde 428). Üyelerin ihraç edilmesine ilişkin kararın alınması için ana sözleşmede belirtilen şartların yerine getirilmesi gerekmektedir (Türk Ticaret Kanunu Madde 445). Usul ve yasaya uygun şekilde alınmayan kararlar iptal edilebilmektedir (Medeni Usul Kanunu Madde 149).
23. Hukuk Dairesi         2018/1454 E.  ,  2020/4425 K.

    "İçtihat Metni"

    zmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatif ile 2012 yılından itiberen irtibatının olmadığını, müvekkiline hiçbir çağrı kağıdı ya da tutanağında gönderilmediğini, müvekkilinin kooperatife bilgi almak üzere başvurduğunda üyelikten çıkarıldığını öğrendiğini, müvekkiline hiçbir ihtar ve çıkarma kararının tebliğ edilmediğini, kooperatiften uzun uğraşlar sonucu aldıkları ihtar örneklerinin ve Yönetim Kurulunun ihraç kararı adı altında gönderilen 22.05.2012 tarihli kararının usul ve yasaya uygun olmadığından iptalinin gerektiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatiften ihracına yönelik 22.05.2012 tarihli karar ile varsa tespit edilecek başkaca ihraç kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, davacının kooperatife hiçbir yıllık aidat ödemesini yapmadığını, adresine usulüne uygun gönderilen ihtarlardan haberdar olan davacının kötü niyetli olduğunu, yönetim kurulu kararı sonrası 10.05.2014 tarihli olağan genel kurulun 11. maddesiyle de kooperatife borcunu ödememiş ortakların ana sözleşmenin 38. maddesine göre ihraçlarına karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının kooperatiften çıkarılmasına yönelik kooperatif organlarının yasaya uygun şekilde aldığı bir ihraç kararı olmamasına rağmen davacı ortağa ortaklıktan çıkarıldığının tebliğ edildiği, bu durumda ortağın süreye bağlı olmadan dava açabileceği dolayısı ile davanın süresinde açılmış olduğu, davacıyı temerrüde düşürmeye elverişli bulunmayan kanuna ve ana sözleşmeye aykırı 1. ve 2. ihtarnamelerin geçerliliğinin bulunmadığı gibi 10.05.2014 tarihli genel kurul toplantısında davacı aleyhine alınan kararların da geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 22.05.2012 tarihli 41 no.lu yönetim kurulu kararının
    iptaline dair verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin kararı ile davalı kooperatifin yönetim kurulunca, kooperatif ortağı olan davacının ihracına yönelik yasa ve sözleşmeye göre alınmış bir karar bulunmamakta ise de, davalı kooperatif yönetim kurulu kararının genel kurulca ihraç kararı olarak kabul edilerek işlemler yapılması ve savunmada da yönetim kurulunca alınan ihraç kararının yerinde olduğunun belirtilmesi karşısında, mahkemece 22.05.2012 tarih 41 no.lu yönetim kurulu kararın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, 10.05.2014 tarihli genel kurul kararının 11. maddesinde alınan kararın içeriği itibariyle ihraç kararı olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davalı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 21.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.