11. Ceza Dairesi 2017/4235 E. , 2017/9493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgeyi bozma, iftira, 6136 sayılı Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Resmi belgeyi bozma suçundan kurulan hüküm yönünden;
İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığının 07.12.2012 tarih ve 2012/2471 Esas sayılı iddianamesinde; üzerinde sahte nüfus cüzdanı bulunduran sanığın eyleminin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı; kriminal rapor doğrultusunda aldatma kabiliyetinin bulunmadığının kabul edilmesi halinde ise sanığın resmi belgeyi bozma suçundan cezalandırılması gerektiğinin iddia edilmesi karşısında;
5327 sayılı TCK’nın 205. maddesindeki "resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek” suçunun oluşabilmesi için resmi bir belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanağının imkansız hale getirilmesi suretiyle bozulması veya belgenin maddi varlığına son verilerek yok edilmesi ya da belgenin bütünlüğüne dokunmaksızın hak sahibinin ondan yararlanmasını engelleyecek şekilde gizlenmesi gerekmektedir. Failin bir belgeyi ortadan kaldırmak, bozmak veya gizlemekle elde etmek istediği sonuç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemekten ibarettir. Nitekim, belge ortadan kalkınca veya bozulunca bu yararlanma olanağı kalmayacağından failin elde etmek istediği sonuç da gerçekleşecektir. Gerçek belgenin aslı ortadan kaldırılarak veya bozularak sonuç elde edildiğinde suç da tamamlanmış olur. Belgenin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesinin amacı hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının önlenmesidir. Diğer bir anlatımla bu suç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması, bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacaktır. Belge üzerinde tasarruf yetkisi bulunan bir kimsenin belgeyi bozması, yok etmesi veya gizlemesi halinde ise hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının engellenmesi söz konusu olmadığından TCK"nın 205. maddesindeki suç da gerçekleşmeyecektir.
Bu açıklamalar doğrultusunda; sanığın, ...’a ait nüfiıs cüzdanındaki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapmadan belgedeki orijinal fotoğraf üzerine kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle tahrifat yaptığı belgeyi bulundurmaktan ibaret eyleminde; herhangi bir hakkın kullanımının engellenmemesi nedeniyle resmi belgeyi bozma suçunun unsurlarının oluşmadığı, belgede gerçekleştirilen sahteciliğin aldatma niteliğini taşıması halinde ise fiilin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı; ancak nüfus cüzdanı aslının dosyada bulunmaması ve mahkemece duruşma esnasında aldatıcılık niteliğine dair inceleme yapılmadığının anlaşılması karşısında, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle; nüfus cüzdanı aslı celp edilerek incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması, aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığı tartışılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, unsurları oluşmayan resmi belgeyi bozma suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması
2- Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan kurulan hüküm yönünden;
Suç tarihinde yapılan ihbar üzerine kolluk görevlilerince, gerçek kimliği bilinerek yakalanan sanığın üzerinde yapılan aramada, kendisine ait fotoğraf bulunan ...’a ait nüfus cüzdanının ele geçirildiği olayda, sanığın gerçek kimliğinin ilk baştan itibaren bilindiği, hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı, sanığın gerçeğe aykırı bir tutanağın düzenlenmesine sebebiyet vermediği gibi, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, kimlik bilgilerini kullandığı ...’ı işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
3-6136 sayılı Kanuna Muhalefet suçundan kurulan hüküm yönünden;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Ele geçen ve 6136 sayılı Yasa kapsamında olduğu anlaşılan 2 adet fişek nedeniyle sanığın eyleminin 6136 sayılı Yasanın 13/4. madde ve fıkrası kapsamında kalması karşısında; bu suçun hüküm tarihinden sonra 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 12. madde ile değişik 5237 sayılı TCK.nın 75. maddesinde yapılan değişiklik sonucunda ön ödemeye bağlı hale geçmesi dikkate alınarak, sanığın hukuki durumun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.