Esas No: 2019/2007
Karar No: 2020/4011
Karar Tarihi: 07.07.2020
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/2007 Esas 2020/4011 Karar Sayılı İlamı
20. Ceza Dairesi 2019/2007 E. , 2020/4011 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : BATMAN 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1-Uyuşturucu madde ticareti yapma (Tüm sanıklar hakkında) 2-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hükümler : 1-Mahkûmiyet (tüm sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan)
2-Tedavi ve denetimli serbestlik (sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1)Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararına ilişkin kanun yolu talebinin incelenmesinde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 20.03.2012 tarihli ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; "kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma" suçundan dolayı, TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen "tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, bu suçla ilgili olarak dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE,
2)Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Sanık ... için "09/12/2013" olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında sanık ayrımı yapılmadan "29/09/2013 - 28/12/2013 - 01/10/2013 - 09/12/2013" şeklinde yazılması,
2)Sanık ... hakkında hükmolunan 5 gün karşılığı adli para cezasında TCK"nın 31/3. maddesi uyarınca yapılan 1/3 oranında indirim sonucu cezanın 3 gün karşılığı adli para cezası yerine 4 gün karşılığı adli para cezası olarak sanık aleyhine fazla hesaplanması,
3)Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı"nca alınan tanık numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
4)Sanığın tutuklulukta geçirdiği sürenin TCK"nın 63. maddesi uyarınca cezasından mahsubuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5)Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmesi ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğa 5271 sayılı CMK"nın 150/2. maddesi uyarınca baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin suça sürüklenen çocuktan alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretinin tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1)Gerekçeli karar başlığında suç tarihi kısmına "09/12/2013 - sanık ..." ibaresinin yazılması,
2)Sanık ... hakkındaki hüküm fıkrasının 2. bendindeki "4 gün" ibaresi çıkarılarak yerine "3 gün", 3. bendindeki "3 gün" ibaresi çıkarılarak yerine "2 gün", 4. bendindeki "60 TL" ibaresi çıkarılarak yerine "40 TL" ibaresinin yazılması,
3)Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin kısmında yer alan "esrar maddelerinin" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı"nca alınan tanık numunenin" ibaresinin eklenmesi,
4)Hüküm fıkrasının 7. bendinde yer alan "gözaltında" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve tutuklulukta" ibaresinin yazılması,
5)Hüküm fıkrasından yaşı küçük sanık ... ile ilgili yargılama giderlerine ilişkin bölümde yer alan zorunlu müdafii ücretinin çıkartılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3)Sanıklar ..., ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)08/04/2014 tarihli duruşmada Türkçeyi tam bilmediğini, tercüman vasıtasıyla savunmasını yapmak istediğini beyan etmesi üzerine savunmasında tercümandan yararlanılan sanık ..."ın 29/04/2014 tarihli karar duruşmasında son sözünün tercümansız olarak tespit edilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2)Uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarına ilişkin olarak; sanıklar Mazlum ve Mehdi için "26/09/2013, 29/09/2013, 01/10/2013", sanık ... için "18/09/2013, 01/10/2013, 20/11/2013, 08/12/2013" olan suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığına ayrım yapılmadan "29/09/2013 - 28/12/2013 - 01/10/2013 - 09/12/2013" şeklinde yazılması,
3)Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 28/04/2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; gizli soruşturmacı tarafından sanıklardan birden fazla kez esrar satın alınmasının, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım-satım" söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanıkların cezalarının TCK"nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
4)Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı"nca alınan tanık numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
5)Sanıkların tutuklulukta geçirdiği sürelerin de TCK"nın 63. maddesi uyarınca cezalarından mahsubuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
6)Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmesi ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuklara 5271 sayılı CMK"nın 150/2. maddesi uyarınca baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin suça sürüklenen çocuklardan alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretinin tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
07/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.