18. Hukuk Dairesi 2015/3507 E. , 2015/17024 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep 3. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2014
NUMARASI : 2013/99-2014/519
Dava dilekçesinde, babalığın tespiti ve tazminat istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 1992 yılında Bulgaristan"da tanıştıklarını ve Türkiye"de fiilen evliymiş gibi birlikte yaşamaya başladıklarını, bu birlikteliklerinden 23.04.1993 tarihinde “Melisa” isimli müşterek bir çocuklarının dünyaya geldiğini, 2000 yılına kadar birlikteliklerinin devam ettiğini, hatta kendisinin yabancı uyruklu olmasından ve Türkçe"yi iyi bilmemesinden yararlanan davalının 25.07.1997 tarihinde resmen evlilermiş gibi sahte evlilik işlemi yaptırdığını, aralarında bir evliliğin bulunmadığını daha sonra öğrendiğini, davalının kendisini ve kızını Rusya"ya gönderdiğini, bir daha da arayıp sormadığını ileri sürerek, kızı Melisa"nın babasının davalı M.. E.. olduğunun tespitine karar verilmesini ve lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini istemiş, mahkemece; davalının, Tatyana kızı 23.04.1993 doğumlu M.. E.."in babası olduğunun tespitine, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin, nesep davasının ferîsi niteliğinde olmadığı, harç da yatırılmadığından, bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir.
Çocuğun 23.04.1993 doğumlu olduğu, doğum tarihinde, öncesinde ve sonasında davacı annenin davalı veya bir başkasıyla herhangi bir evliliğinin mevcut olmadığı, çocuğun evlilik haricinde doğduğu, bir başka erkekle soybağı ilişkisinin bulunmadığı dosyaya alınan nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır. Tespit edilen bu hukuki duruma ve dava dilekçesinde anlatılan maddi hadiselere göre, dava, çocukla baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesine (TMK. m. 301) ilişkin olup, ana ve çocuk tarafından açılmış, Cumhuriyet savcısına ve Hazine"ye yasa gereği ihbar edilmiş, bunlar davaya müdahil olmamışlardır.
Babalık davası, irs ve nesep ilişkisini kuşkuya yer bırakmıyacak nispette açığa çıkarılması halinde kabul edilebilir. Bu konuda tekniğin ve tıbbın tüm imkanlarından yararlanılarak sonuca ulaşılmalıdır.
Davalı, yargılama sırasında çocuk sahibi olmasının mümkün olmadığını ileri sürmüş, adli tıp raporuna itiraz etmiş, dayanak olarak....Tüp Bebek Merkezinden alınan 12.11.2013 tarihli “semen analizi”ne ilişkin özel raporu sunmuştur. Mahkemece, sunulan bu raporla birlikte davalı Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesine sevk edilerek çocuk yapma yeteneğinin bulunup bulunmadığı, bulunmuyor ise bunun ne zamandan beri mevcut olduğu sorulmuş; bu hastenece verilen 28.05.2014 tarihli raporda; “adı geçen spermogram veremediği için, Tese-Tesa tetkiki gerektiği, bu tetkikin de hastanelerinde yapılamadığı için, çocuk yapma yeteneğinin olup olmadığı hakkında bir değerlendirme yapılamayacağı” bildirilmiştir. Mahkemece, bu hususta başkaca bir araştırma yapılmamıştır. Bu haliyle yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; davalının, semen analizine ilişkin raporla birlikte Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Dairesine tekrar sevk edilerek, çocuğun doğum tarihi olan 1993 ve önceki yıllarda üreme yeteneği bulunup bulunmadığı konusunda rapor almak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak neticesine göre karar vermekten ibarettir. Bu yön nazara alınmadan, davalının iddiasının adli tıp kurumunca tartışılması sağlanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.