
Esas No: 2017/4451
Karar No: 2018/11490
Karar Tarihi: 14.11.2018
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/4451 Esas 2018/11490 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, yeni dönemde aylık brüt 4.832,5 TL olarak ödenmeye başlanan kira bedelinin 01.05.2014 tarihinden itibaren aylık brüt 9.375,00 TL olarak tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, sözleşme ile kararlaştırılan artış hükmüne göre 01.05.2014 tarihinden itibaren kiranın arttırılarak ödenmeye başlandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 01.05.2014 tarihinden itibaren dava konusu taşınmazın aylık kira bedelinin brüt 4.500,00 TL olarak tespitine karar verilmiş; söz konusu karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre şartlar değişmediği ve özel gelişmelerin varlığı iddia ve ispat edilmedikçe, hak ve nesafet ilkesine göre kira parasının tespit edildiği dönemden sonra üç yıl için art arda endeks uygulanarak bulunacak kira parasının o dönem için hak ve nesafete uygun ve aşırı olmayan bir kira parası olduğu ilke olarak kabul edilmeli ve ona göre uygulama yapılmalıdır. Üç yıldan sonra ise yeniden hak ve nesafete göre kira parası tespit edilebilecektir. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 344.maddesinde ise “Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir. Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından üretici fiyat endeksindeki artış oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir. Her beş yıldan sonraki kira yılında bu biçimde belirlenen kira bedeli, önceki fıkralarda yer alan ilkelere göre değiştirilebilir.” hükmü bulunmaktadır. Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 2.maddesinde geçmişe etkili olma başlığı altında “Türk Borçlar Kanununun düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları gerçekleştirdikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Bununla birlikte 6217 Sayılı Yasanın geçici 2.maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasanın 53.maddesine göre; kiracının Türk Ticaret Kanun"un da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun"unun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354"ncü maddelerinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı da öngörülmektedir.
Somut olayda, taraflar arasında imzalanan 01.05.2010 başlangıç tarihli, dört yıl süreli ve tespiti talep edilen 01.05.2014 dönemi aylık kira bedelinin brüt 4.832,5 TL olarak ödendiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece hükme esas alınan inşaat mühendisi, mimar ve gayrimenkul eksperi bilirkişisinden oluşan bilirkişi kurulunun 12.06.2015 tarihli raporunda; taşınmazın boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde ve emsaller ile kıyaslandığında asgari aylık kira bedelinin net 4.500,00 TL olarak saptandığı, aynı raporun sonuç ve kanaat kısmında ise söz konusu taşınmazın 01.05.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık kira bedelinin net 4.000 TL olarak tespit edildiği, eski kiracılık ilişkisi nedeniyle hakkaniyet indirimi hususunun ise Mahkemenin takdirine bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda belirlenen rakamlar arasındaki çelişki nedeniyle bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı açıktır.
Davalı tacir olup yukarıda belirtildiği üzere TBK"nın 344. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığından, kira bedelinin mülga BK ve bu kanun dönemindeki Yargıtay’ın istikrar kazanmış içtihatları gereğince hak ve nesafet ilkeleri doğrultusunda rayice göre ve davalı tarafından en son ödenen bedelden az olmamak üzere kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı tarafından kabul edilip son ödenen brüt 4.832,5 TL kira bedelinden düşük miktarda yazılı şekilde kira bedeline hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.