20. Hukuk Dairesi 2016/529 E. , 2017/6068 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ilçesi, ... köyü, 102 ada 63 parsel 59.780,91 m2 ve 102 ada 65 parsel 17.253,95 m2 yüzölçümlü taşınmazlar ham toprak niteliği ile ... adına tespit edilmişlerdir.
Davacı 27.12.2006 tarihli dilekçesinde, çekişmeli taşınmazları satın aldığı ve zilyetliğinde olduğunu iddia ederek adlarına tescili talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiş, hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/04/2010 tarih ve 2010/1773 - 5074 sayılı bozma kararında özetle: " ... köyü, 102 ada 63 ve 65 sayılı ham toprak niteliği ile ... adına tespit edilen taşınmazlarla ilgili olarak zilyetlik iddiasıyla açılan davanın kabulüne karar verilmişse de, sınırdaki 44 sayılı parsel hakkında verilen hükmün dairece ... araştırması yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, bu parselin ... olduğunun belirlenmesi halinde, taşınmazlar ormana sınır olacağından aynı araştırmanın çekişmeli taşınmazlar için de yapılması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 102 ada 63 sayılı parselin davacı adına tesciline, 65 sayılı parsel hakkındaki davanın ferağat nedeniyle reddine ve tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından 63 sayılı parsel yönünden temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.10.2012 tarih 2012/11169- 11768 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında: ""Mahkemece, 59780 m2 yüzölçümündeki 63 sayılı parselde davacı yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının oluştuğu ve ... sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; tarım bilirkişisi raporunda taşınmazın dalgalı bir topografyaya sahip olup, yer yer az ve orta, yer yer de dik eğimli olduğu, halen ekili olmadığı, kuzeyde (A) işaretli 6873 m2 yüzölçümündeki bölümün sürülmemiş olduğu, bu bölümün fen bilirkişi ... tarafından hazırlanan raporda da işaretlendiği anlaşılmaktadır. Bundan ayrı olarak, taşınmazın ormanla ilişkisinin ve ... sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi yönünden yalnızca 1958 tarihli memleket haritası üzerinde inceleme yapılmış, dairenin 11.04.2012 günlü geri çevirme kararında vurgulandığı halde, tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl öncesinin tasarruf durumunun denetlenmesi açısından 1980"li yıllara ait memleket haritaları incelenmemiştir. Çekişmeli taşınmazın sınırında bulunan geniş yüzölçümlü ve ham toprak niteliğiyle ... adına tespit edilip halen davalı durumda olan 44 parselle ilgili hüküm, dairenin 2011/16386 sayılı kararıyla zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığının yeniden yöntemince araştırılması gereğine işaretle bozulmuştur.
3402 sayılı Kadastro Yasasının 17. maddesi gereğince ... sayılmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten, tespit tutanağının düzenlendiği
güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdirî delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoroskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş steoroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steoroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, dava konusu taşınmazın ... ya da 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde ... içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, öncesinin ne olduğu, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kimden kime geçtiği ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak sorulup saptanmalı, bu konuda tespit bilirkişilerinin de bilgisine başvurulmalı, ziraat uzmanından bu konularda bilimsel verilere dayalı, doyurucu rapor alınmalı, komşu 44 sayılı parselin dava dosyasının sonucu araştırılmalı, bu şekilde toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır"" denilmiştir.
Mahkemece, fen bilirkişisinin 17.06.2015 tarihli rapor ve 15.09.2015 tarihli ek raporunda -A-, -B-, -C- harfleri ile gösterilen kısımların ham toprak vasfında tespit maliki ... adına, geriye kalan kısmın son parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, ifraz edilen A ve C harfleri ile gösterilen alanlar bir bütün olarak son parsel numarası verilerek, C harfi ile gösterilen alana son parsel numarası verilerek ham toprak vasfıyla ... adına tesciline karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce ... kadastrosu yapılmamıştır, arazi kadastrosu ise 2006 yılında yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişi raporlarında (A), (B) ve (C) ile gösterilen kısımları dışında kalan bölümünün ... sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yoktur; ancak hükmün 2. bendinin 6. satırında geçen ""...C harfi ile gösterilen alanın yine aynı adanın son parsel numarası verilerek..."" cümlesindeki ""C"" kısmı denilmesi doğru değilsede hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükümde yeralan 2. bendinin 6. satırında ""C"" harfinin çıkarılarak yerine ""B"" harfi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 30/06/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.