23. Hukuk Dairesi 2014/268 E. , 2014/2729 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2013
NUMARASI : 2011/647-2013/56
Taraflar arasında görülen kayıt kabul davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 07.10.2013 gün ve 4737 Esas, 6127 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili tarafından 29. İcra Müdürlüğü"nün 2009/6742 sayılı dosyası ile müflis davalı aleyhine 1.500.000,-TL bedelli çeke dayanarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile 765.072,74 TL alacağın tahsili için icra takibinde bulunulduğunu, davalı tarafından Ankara 9. İcra Mahkemesi"nin 2009/718 sayılı dosyası ile yapılan yargılamada borçlu şirketin bu borcu kabul ederek ödeme savunmasında bulunduğunu, takibe konu çekle ilgisi olmayan dekontlar ibraz ettiğini, davanın reddedildiğini ve kararın, Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, bu arada borçlunun iflasına karar verildiğini, İflas İdaresi"ne yapılan başvurunun, alacağın fahiş ve soyut olduğu gerekçesi ile sıra cetvelinin 4. sıra kapsamında şüpheli alacaklar olarak kaydına karar verildiğini, müvekkilinin, çekte iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu ileri sürerek, alacağın kesin alacaklar sırasında düzenlenip iflas masasına kaydedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz itirazı üzerine Dairemizce bozulmuştur.
Bu kez davalı iflas idaresi vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.
Karar düzeltmeye konu edilen Dairemizin 07.10.2013 gün ve 2013/4737-6127 E.K. sayılı kararında borçlunun takibe itiraz etmediği, şikayet yolu ile başvurduğu İcra Mahkemesi kararının da kesinleştiği belirtilerek davacının masaya kabul talebinin reddinin usulsüz olduğu vurgulanmış ise de davacı yanca iflastan önce kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığı, bu takip türünde "itiraz" usulünün bulunmadığı; nitekim yasal süresi içinde şikayette bulunulduğu ve şikayetin reddine ilişkin İcra Mahkemesi kararının, maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil etmeyeceği temyiz incelemesi sırasında gözden kaçırılmıştır. Bu itibarla davalı iflas idaresinin karar düzeltme talebinin incelenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Kambiyo senetleri iflas sıra cetveline alacağın kaydı için tek başına yeterli delil teşkil etmez; kambiyo senedine dayanan davacının alacağının varlığını ve miktarını, alt ilişkiyi gösterecek uygun delillerle ispatlaması gerekir. Kambiyo senedini ciro yolu ile elinde bulunduran alacaklının yetkili hamil olduğunu ispatlaması lazımdır (Deynekli, A./Kısa, S.: Hacizde ve İflasta Sıra Cetveli, 3.b., Ankara 2005, s.716).
Bu durumda öncelikle davacının dava ve takip konusu çekin yetkili hamili olup olmadığı üzerinde durulmalı, davacı ile dava dışı lehdar arasında düzenlenen protokolün, çeke dayalı olarak müflis tarafından ileri sürülebilecek def"ileri cirantaya karşı da ileri sürülmesini sağlayıp sağlamayacağı hususu ile ibraz ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu"nun 599 uncu maddesinin somut olay bakımından uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilmelidir.
Bu def"ilerin davacıya karşı ileri sürülebileceği kabul edilecek olursa, dosyaya sunulan protokoller ve müflis şirketin icra mahkemesindeki iddiası çerçevesinde takip ve dava konusu edilen çekin teminat amacıyla dava dışı şirkete verilen çek olduğu konusunda ihtilaf kalmadığından yargılamanın bu çerçevede sürdürülmesi gerekir. Sunulan protokolde çekin, ödenmesi taahhüt edilen sermaye borcunun teminatı olmak üzere verildiği sabittir. Davalı yanca sunulan makbuzlardan sadece birinde çeke mahsuben ödeme yapıldığı şerh edilmiş ise de diğer ödemelerin ticari kayıtlara "iştiraklerden alacaklar" şeklinde borç kaydedildiği de sabittir. Bu durumda mahkemece, bu bilanço kaleminin taraflar arasındaki sermaye koyma borcu ile ilişkilendirilip ilişkilendirilmeyeceği hususunda muhasip bilirkişiden ek rapor alınması ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Açıklanan durum karşısında hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulması gerekirken, Dairemizin 07.10.2013 gün ve 2013/4737-6127 E.K. sayılı kararında gösterilen nedenle bozulduğu anlaşıldığından, davalı iflas idaresi vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün belirtilen değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı iflas idaresi vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 07.10.2013 gün ve 2013/4737-6127 E.K. sayılı kararının kaldırılmasına ve hükmün belirtilen değişik gerekçe ile BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.