11. Hukuk Dairesi 2015/14448 E. , 2017/2249 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2015 tarih ve 2014/127-2015/236 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "..." ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “... ...” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı ...’ne başvuruda bulunduğunu, başvurunun Resmi Marka Bülteni"nde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığı"na itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak ... tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ve başvurunun bu markalarla karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer olduğunu, tanınmışlığından haksız yararlanacağını bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, 2014-M-1369 sayılı ... kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davalı başvuru ile davacı markaları arasında işaret ve kapsamlarındaki mal/hizmetler bakımından benzerlik bulunmadığını, karıştırılma ihtimalinden de söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirket tarafından tescili talep edilen “... ...” ibaresinin davacının iddialarının aksine, davacıya ait markalardan farklı olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, haksız yarar sağlanacağı ve markanın itibarına zarar vereceği savlarının da dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, başvuru kapsamındaki çekişmeli mallar ‘makul seviyede bilgilenmiş, özenli ve dikkatli" ortalama tüketiciler yönünden, benzer iseler de; başvuru ile önceki markanın işitsel, görsel, kavramsal olarak ve genel izlenim itibariyle karıştırılması riski bulunacak düzeyde benzer olduklarından söz edilemeyeceği, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b hüküm anlamında tescil engelinin gerçekleşmediği, ayrıca itiraza mesnet markanın 2009 ve 2010 yıllarına karşılık gelen çok sınırlı sayıdaki kullanımı dışında yoğun kullanıma dair delil bulunmadığı, bu nedenle başlangıçtan .../...
itibaren veya kullanımla sonradan kazanılmış yüksek bir ayırt ediciliğinin olduğundan söz edilemeyeceği, ilan içeriğinde hangi markaların ve ürünlerin yer aldığını kanıtlayacak bir belge bulunmadığı, başvuruda yer alan "yayla" ve "...-ğı" ilavelerinin çekişmeli malların ortalama tüketicileri bakımından farklı algılanmalarına yeterli olduğu ve iltibas oluşturmayacağı kanaatine ulaşılmakla, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.