11. Hukuk Dairesi 2015/14439 E. , 2017/2248 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/12/2014 tarih ve 2014/149-2014/284 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "destech", "destek", "destek akademi", "destek danışmanlık", ve benzeri ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “wd webdestek.” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı ...’ne başvuruda bulunduğunu, 2012/32277 kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteni"nde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığı"na itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak ... tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili markasının ve başvurunun bu marka ile karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer olduğunu, müvekkilinin tanınmışlığından haksız yararlanacağını bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, 2014-M-4388 sayılı ... kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davalı başvuru ile davacı markaları arasında işaret ve kapsamlarındaki mal/hizmetler bakımından benzerlik bulunmadığını, karıştırılma ihtimalinden de söz edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; kendisi tarafından tescili talep edilen “wd webdestek” ibaresinin davacının iddialarının aksine, davacıya ait markalardan farklı olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacı firmanın sınai haklar danışmanlığı konusunda faaliyet göstermekte olup, bilgisayar teknik destek, bilgisayar donanım destek, ve bilgisayar web sayfası tasarım hizmetlerini vermediklerini ve davacıya ait marka ile kendine ait marka arasında tanınmışlıktan kaynakla ilişkilendirme ve iltibas doğmayacağını davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmü gereğince dava konusu başvurunun "wd webdestek" ibaresinden oluştuğu, kapsamında 42. sınıftaki başvurusu, itiraza dayanak markaların ise koruma kapsamlarında 42. sınıf ve başka farklı sınıflarda mal ve hizmetlerin yer aldığı, buna göre açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 42. sınıfta hizmetlerin, itiraza dayanak "...", "... ...","....+şekil", "... ...+şekil" ve "..." ibareli markaları kapsamında aynı veya aynı tür olarak yer
aldığı, diğer marka ve tescil kapsamındaki sınıflar ile çekişmeli bulunan başvuru kapsamında yer verilen, 42. sınıf hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi itibariyle tamamen farklı olduğu, başvuru kapsamında yer alan 42. sınıf hizmetlerin örtüşmesi, bir başka ifade ile aynı veya aynı tür hizmetler olması, tek başına karıştırma ihtimalinin varlığı için yeterli olmadığı, aynı zamanda işaretlerinde en azından bağlantı kurulması ihtimali bulunacak derecede benzer olmasının gerektiği, bu nedenle her iki tarafın işaretinde yer alan ortak unsurun çekişmeli mallar yönünden zayıf karakteri de dikkate alındığında ortalama tüketici tarafından karıştırılmayacağının tespiti ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve uyuşmazlığın hakimin hukuki bilgisi ile çözümlenebilecek nitelikte bulunmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.