Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9710
Karar No: 2017/3377
Karar Tarihi: 12.06.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/9710 Esas 2017/3377 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/9710 E.  ,  2017/3377 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan ...’dan kalan 20 parsel sayılı taşınmazdaki 60/576 arsa paylı 1 no’lu özel depo nitelikli bağımsız bölüm ile 39 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 5 no’lu daire nitelikli bağımsız bölümün oğlu davalı tarafından kullanıldığını, uyarılarına rağmen davalının haksız kullanımına son vermediği gibi getirisinden payına isabet edenide ödemediğini ileri sürerek daire nitelikli bağımsız bölüm için mirasbırakanın ölüm tarihi olan 26/09/2005 tarihinden taşınmazın satış tarihi olan 01/06/2010 tarihine kadar, depo nitelikli taşınmaz için dava tarihinden geriye doğru beş yıl için miras payı oranında fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 1.000-TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; zamanaşımı itirazında bulunmuş, esastan da davanın reddini savunmuştur.
    Dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen karar Dairece “ Somut olayda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 324. maddesindeki delil avansına ilişkin düzenlemenin uygulanması suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulmayan gider avansına ilişkin 114/g,115/2 ve 120/2. maddelerinden söz ederek davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile depo nitelikli taşınmaz yönünden dava tarihinden geriye doğru beş yıllık dönem için davacının ¼ miras payına isabet eden 13.302,20-TL, daire nitelikli bağımsız bölüm yönünden de dava tarihinden geriye doğru beş yıllık sürenin başlangıcı olan 18/01/2006 tarihinden taşınmazın satış tarihi olan 01/06/2010 tarihi arasındaki dönem için yine ¼ miras payına isabet eden 10.897,61-TL ecrimisil olmak üzere ıslahla birlikte toplam 24.199,81-TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir..
    Dosya içeriği ve toplanan delillere göre davacı, dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000.TL ecrimisilin tahsilini istemiş, bilahare davanın usulden reddine dair kararın bozulması üzerine bozmadan sonra yaptığı ıslah ile istemini 24.199,81-TL"ye çıkartmıştır.
    Bilindiği üzere, Yargıtayın 4.2.1948 tarih ve 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ıslah, soruşturma ve yargılama bitinceye kadar yapılabilir, Yargıtay"ca karar bozulduktan sonra hüküm mahkemesince yeni tahkikat sırasında ıslah yapılmasına olanak yoktur. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177/1. maddesi de aynı doğrultuda ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği hükmünü içermektedir. Bozmadan sonra ıslahın olanaklı olduğuna dair açık ya da örtülü bir hüküm de yasada yer almamaktadır.
    O halde, bozma kararından sonra ileri sürülen ıslah isteğinin reddedilmesi ve dava dilekçesindeki istekle bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı biçimde karar verilmiş olması isabetsizdir.
    Öte yandan; karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl oluşturulacağı ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı açıkça düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması, oluşturulan hükmün açıkça hazır olan taraflara tefhim edilmesi esastır. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde kurulması ve sonradan yazılacak gerekçeli kararın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 298/2. maddesi uyarınca tefhim edilen hüküm özetine (kısa karara) uygun olması gerekmektedir. Zira 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 298/2. maddesine göre“Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”
    Duruşmada tefhim edilen ve hükmün esasını teşkil eden hüküm özeti ile gerekçe arasında çelişki olması 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına da aykırıdır.
    Somut olaya gelince; 31.03.2016 tarihli celsede verilen kısa kararda “ Davanın kabulüne, 21.199,81-Tl ecrimisil tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulduktan sonra 13.04.2016 tarihinde yazılan gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise “davanın kabulüne, 24.199,81-Tl ecrimisil tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” denilmek suretiyle hüküm özeti(kısa karar) ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması doğru olmamıştıtr.
    Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi