11. Hukuk Dairesi 2016/1351 E. , 2017/2239 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... (Kapatılan) 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/01/2014 tarih ve 2013/42-2014/13 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı banka arasında 15.09.2008 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin ödeme planı çerçevesinde edimlerini yerine getirdiğini, bankanın önceden hesaplanan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) ve Banka Sigorta Muamele Vergisi (BSMV) oranlarında değişikliğe giderek belirlenen miktarlardan daha fazlasını tahsil ettiğini, bankadan 250.000,00 USD kredi kullanıldığını, dövize endeksli kredilere ilişkin muhasebe hesap oranlarının TL cinsinden olma zorunluluğunun bulunduğunu, bankanın sözleşme ve yasal mevzuata aykırı olarak KKDF ve BSMV bedelini krediyi kullandırdığı gün USD cinsinden ve yüksek kur üzerinden 48 aylık peşin tutarı tahsil ettiğini, bu kapsamda müvekkilinin toplamda 17.549,18 USD KKDF bedeli ödediğini, ödeme planı incelendiğinde müvekkilinin ödeyeceği KKDF miktarının 7.732,00 USD olduğunun görüleceğini, fazladan ödenen 10.177,18 USD"nin iadesini talep zorunluluğu doğduğunu, kredi sözleşmesi ve ödeme planı içerisinde görüleceği gibi erken ödeme komisyonunun %2 olduğunu, sözleşmede belirtilen 19 aylık taksit ödemesini yaptığını, kalan parayı peşin ödediğini, gecikme cezasının 3.371,59 USD"ye tekabül etmesine rağmen haksız yere 8.626,34 USD tahsil edildiğini ileri sürerek toplam 27.275,94 TL (15.431,93 USD) bedelin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca USD bazında açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizi ile ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu dosya masrafı bedelinin davacı ile müzakere edilerek oluşturulduğunu, davacı taraftan tahsil edilen peşin komisyon tutarının taraflarca karşılıklı olarak yapılan görüşmeler ve varılan mutabakat sonunda belirlendiğini, bankanın kesinti işleminde sadece aracı durumunda olduğunu, söz konusu kesintilerin bankaya gelir kaydedilmeyip doğrudan Maliye Hazinesi"ne intikal ettiğini, tüm bunlardan dolayı KKDF oranları ile ilgili başvuruların muhatabının Maliye Bakanlığı olup, bankanın söz konusu kesintiler nedeniyle husumet yöneltilmesinin hukuken doğru ve mümkün olmadığını, müvekkili bankanın fazla olarak kaynak kullanım destek fonu kesintisi yapmış olduğu iddiasının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, yasal iki haftalık sürenin geçmesine rağmen davacı vekilince bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunulmadığı, bilirkişi raporuna beyan için talep ettiği sürenin reddi ile ayrıca yeni delil ibrazına davalı tarafça muvafakat edilmediği, yeni delil ibraz talebinin HMK hükümleri gereğince reddine karar verildiği, davacı tarafın ek rapor aldırılması talebinin de yerinde bulunmadığı, alınan bilirkişi raporu çerçevesinde davacının davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Mahkemece alınan bilirkişi raporunda söz konusu sözleşme maddeleri değerlendirilerek %5 oranındaki komisyon miktarının sözleşmeye uygun olduğu kanaatine varılmış, bu rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Ancak, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinde erken ödeme komisyon oranı açıkça belirtilmediğine göre bu oranın ne kadar olması gerektiği sadece bilirkişi kanaatine dayalı olarak kararlaştırılamaz. Mahkemece, diğer bankalardan bu tür kredilerin erken kapatılması halinde alınan komisyon ücretinin oranları sorulmamış, raporda da bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında da vurgulandığı üzere, bu hususta emsal banka uygulamaları araştırılıp uyuşmazlık konusu erken kapama komisyonunun diğer bankalarca hangi oranda tahakkuk ettirildiği ve buna göre davalı banka uygulamasının yerinde olup olmadığı hususu araştırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.