Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/6656 Esas 2019/1022 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6656
Karar No: 2019/1022
Karar Tarihi: 31.01.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/6656 Esas 2019/1022 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2018/6656 E.  ,  2019/1022 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki ecrimisil-tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacılar, davalı ..."in erkek kardeşleri ...in oğlu, murisleri ..."in torunu olduğunu, ..."in 2000 yılında vefat ettiğini ve bu tarihten sonra adına kayıtlı bulunan ...parselde bulunan evin davalı tarafından kullanıldığını, davalının mirasçı olmadığını, itirazlara rağmen kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek, taşınmaza yapılan el atmanın önlenmesine ve ecre misil bedeli olarak 6.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemişler, birleşen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/307 esas sayılı dosyasında, ... 3. Noterliği’nde düzenlenen 17.02.2004 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, asıl ve birleşen davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; birleşen dava hakkında hüküm kurulmamış; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda, davacı birleşen dava ile ayrı bir talepte bulunduğuna göre, bu hususta mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi, asıl ve birleşen davalar yönünden HMK’nun 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davacıların sair temyiz itirazların incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacıların sair temyiz itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.