21. Hukuk Dairesi 2015/12113 E. , 2015/14051 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca bulunmamasına cevaz göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının meslek hastalığı nedeniyle meydana gelen maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, hükmün gerekçe kısmında zararın 59.448 TL olduğu, taleple bağlı kalındığı belirtilerek 42.232,97 TL maddi tazminatın tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; 12.06.2014 tarihli hüküm ile davacı yararına işbu davadaki gibi hükmedildiği, bu hükmün davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizce kusur raporu aldırılması gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği, bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma sonucu alınan bilirkişi hesap raporunda davacının 59.4448,09 TL maddi zararı bulunduğunun tespit edildiği, bu miktarın hükmün gerekçe kısmında davacının maddi kazanç kaybı olarak belirtildiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.af yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “.. sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Somut olayda, 12.06.2014 tarihli hükme karşı davacı tarafın temyiz isteminde bulunmaması ve ilamın davalı yararına bozulması nedeniyle iş bu karar ile hüküm altına alınan 42.232,97 TL maddi tazminatın davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu anlaşıldığından, bu miktarı aşacak ve fazlaya ilişkin hak oluşturacak şekilde hükmün gerekçe kısmında zararın 59.4448,09 TL olduğunun belirtilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 18.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.