MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul,kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, davalının müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, ancak müvekkilinin takibe konu bonolara ilişkin borcunun tamamını ödediğini, söz konusu bonoların müvekkilinin davalı şirketten almış olduğu malzemelere ilişkin olarak verildiğini, müvekkilinin davalı şirketin yetkilisi hesabına 18.000,00 TL yatırdığını belirterek, müvekkilinin takibe konu bonolar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının yapmış olduğu ödemenin takibe konu bonolara ilişkin olmadığını,bonoların sebepten bağımsız olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkide davacının borçlu olduğunu ve ödemeyi bu borca istinaden yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davacı hakkında 16.295,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 22.711,84 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalı şirketin defter kayıtlarına göre davacının 31.031,93 TL borçlu gözüktüğü, davacı defterine göre ise davacının halen 17.333,95 TL borçlu olduğu, dava açıldıktan sonra davacı tarafından 10.000,00 TL ödeme yapıldığı, dolayısıyla davacının bu tutarda borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının, davalıya takip konusu miktardan 10.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı yanca icra takibine konu edilen bonoların, takipten önceki ödeme nedeniyle bedelsiz olduğuna ilişkin menfi tespit davasıdır. Yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, davacının ileri sürdüğü ödeme dikkate alındığında dahi, takip ve dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olduğu saptanmıştır. Dolayısıyla davalının icra takibine konu bono bedeli kadar alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın reddi gerekirken, davadan sonra yapılan ödemenin infazda dikkate alınacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.