Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/18328 Esas 2020/8342 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/18328
Karar No: 2020/8342
Karar Tarihi: 04.02.2020

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/18328 Esas 2020/8342 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2017/18328 E.  ,  2020/8342 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK.nın 268. maddesinde öngörülen, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmasının gerektiği, bunun dışında resmi belgenin düzenlenmesinin gerektiği durumlarda resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine karşı başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin ise TCK.nın 206. maddesine uyan suçu oluşturacağı, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını gerektiren bir suç bulunmayan veya resmi bir belgenin düzenlenmesini de gerektirmeyen hallerde görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçının veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişinin eyleminin ise Kabahatler Kanunu"nun 40. maddesine aykırılık olarak değerlendirileceği, bu kapsamda somut olay incelendiğinde;
    Bir hırsızlık olayı ile ilgili olarak alınan mahkeme kararı üzerine, kolluk kuvvetlerince çadırlarda yapılan arama esnasında kimlik kontrolü yapıldığı sırada hakkındaki yakalama kararının yerine getirilmesini engellemek amacıyla kendisini akrabası olan ..."nin kimlik bilgileriyle tanıtması, ancak polis merkezine getirildiğinde ise parmak izi incelemesinde sanığın gerçek kimliğinin tespit edilerek tutanağın bu kimlik bilgileri ile düzenlenmiş olması ve sanığın gerçeğe aykırı olarak beyan ettiği isme göre düzenlenmiş herhangi bir belgenin bulunmaması hususları birlikte gözetildiğinde, sanığın eyleminin Kabahatler Kanunu"nun 40. maddesinde “Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınılması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması” şeklinde tanımlanan

    “kimliği bildirmeme” kabahatini oluşturacağı, bunun da aynı maddeye göre idari yaptırımı gerektirdiği, ancak anılan Yasanın 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden karar tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, 5326 sayılı Kanunun 20/2-c maddesi uyarınca sanığın kabahat oluşturan eylemiyle ilgili soruşturma zamanaşımı dolduğundan hakkında aynı Kanunun 20/1. maddesi gereğince İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 04.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.