14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14708 Karar No: 2016/2553 Karar Tarihi: 01.03.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/14708 Esas 2016/2553 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/14708 E. , 2016/2553 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.11.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.02.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, paydaşı olduğu... parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşının payını davalıya satış yoluyla devrettiğini, bildirim yapılmadığını ileri sürerek, önalım nedeniyle payın adına tescilini istemiştir. Davalı, taşınmaz bedeli, KDV ve yapılan giderlerin ödenmesi halinde davayı kabul ettiğini belirtmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile payın davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 21 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payı davalı...., 1/2 payı ise elbirliği halinde davacı ile dava dışı.... adına kayıtlıdır. Davacının dava açarken dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu olduğundan payın diğer ortağı "..."ın" davaya onay vermesi veya TMK"nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması gerekir. Dolayısıyla, taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında bir karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 01.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.