12. Ceza Dairesi 2018/1343 E. , 2019/10404 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii ve sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
... Elektrik Dağıtım Şirketi ile ... firması arasında 05.06.2014 tarihinde bakım, onarım, arıza konularında sözleşme imzalandığı, bu sözleşme içeriğinin kapsamında bitki örtüsü temizliğinin de yer aldığı, olaydan üç hafta önce ... firmasında bakım, onarım arıza ekibi üyesi olan sanık ... ile temyiz kapsamında olmayan sanık ...’un gelip sanık ...’e ait bahçede bulunan çam ağaçlarını ağaç kesme araçlarının bozuk olması sebebiyle elektrik akımına mahal vermeyecek şekilde testereyle budamaya başladıkları, budama işlemini yarım bırakarak gittikleri, bunun üzerine sanık ...’in bahçesinde bulunan çam ağacının budanması konusunda ... ile anlaştığı, olay günü ...’ın çam ağacını budarken yaklaşık 1,5-2 metre uzaklıkta olan dalların ... Elektrik Dağıtım Şirketine ait yüksek gerilim hattına değmesi sonucu elektrik akımına kapılıp yere düşerek solunum dolaşım sisteminin durması nedeniyle öldüğü olayda; Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri yönetmeliğine göre hava hattı iletkenlerin ağaca mesafesinin 2,5 metre olması gerekirken; olayın gerçekleştiği hava hattı iletkeninin düzenlemeye aykırı şekilde bu ölçülerin altında olması ve ağaç budama işinin sanık ... tarafından tamamlanmamış olması, sanık ...’in ise ağaç budama işinin elektrik idaresinin sorumluluğunda olduğunu bilmesine rağmen gerekli iş güvenliği tedbirini sağlamadan ve bu konuda elektrik idaresine yazılı olarak başvuruda bulunmadan kendi başına bu işi müteveffaya vermesinden dolayı sanıkların cezalandırılmasına yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden sanıkların beraat etmesi gerektiğine yönelik bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
1-Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiin, sanığın olayda kusurunun bulunmadığına, beraat etmesi gerektiğine yönelik temyiz itirazlarının reddine, ancak;
CMK"nın ""Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar"" başlıklı 230. maddesinin 1-d bendinde; cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gerekçede gösterilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiş; yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.09.2018 tarihli ve 2015/4-1163 Esas-2018/382 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hüküm bölümünde CMK"nın 230. ve 232. maddeleri uyarınca cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına ya da bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanakların açıkça gösterilmesi zorunluluğu bulunmakta olup; TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen; “işlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır.” hükmü karşısında, dosya içeriğine göre, fiili işlediği sırada 65 yaşını doldurmuş olan sanık ...’in lehe hükümlerin uygulanması isteminin bulunması nedeniyle hakkında tayin edilen hapis cezasının TCK"nın 50. maddesi hükmüne göre adli para cezasına çevrilmesine karar verilmiş olmakla birlikte, hapis cezasının ertelenmesinin düzenlendiği TCK"nın 51. maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı karar yerinde yerinde tartışılırken “5237 sayılı TCK"ya göre para cezasının ertelenemeyeceğinin tespitine” şeklinde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 51. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulanan Kanun maddesinin (50/4. maddesi delaletiyle 50/1-a maddesi gereğince) gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA,
2-Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiin, sanığın olayda kusurunun bulunmadığına, beraat etmesi gerektiğine yönelik temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-) 5271 sayılı CMK"nın 231/8. maddesine, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 72. maddesi ile eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilemez" şeklindeki emredici kural dikkate alındığında sanık ...’nın taksirli bir suç işlediği gözetilmeksizin ve diğer uygulanma şartları usulünce değerlendirilmeksizin "CMK"nın 231. maddesinin sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediği gerekçesi ile sanık hakkında aynı Yasanın 231/5 ve devamı maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına" şeklindeki hatalı gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesi,
b-)CMK"nın ""Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar"" başlıklı 230. maddesinin 1-d bendinde; cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gerekçede gösterilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiş; yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.09.2018 tarihli ve 2015/4-1163 Esas-2018/382 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hüküm bölümünde CMK"nın 230. ve 232. maddeleri uyarınca cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına ya da bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanakların açıkça gösterilmesi zorunluluğu bulunmakta olup;sanık ...’nın lehe hükümlerin uygulanması isteminin bulunması nedeniyle hakkında tayin edilen hapis cezasının TCK"nın 50. maddesi hükmüne göre adli para cezasına çevrilmesine karar verilmiş olmakla birlikte, hapis cezasının ertelenmesinin düzenlendiği TCK"nın 51. maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı karar yerinde yerinde tartışılırken “5237 sayılı TCK"ya göre para cezasının ertelenemeyeceğinin tespitine” şeklinde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 51. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
c-)Sanık ... hakkında belirlenen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında hapis cezasının günlüğünün teşdiden 30,00 TL den çevrildiğinin belirtilmesine rağmen 20,00 TL den çevrilmesi suretiyle hükümde çelişki yaratılması,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulanan Kanun maddesinin (50/4. maddesi delaletiyle 50/1-a maddesi gereğince) gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 21.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.