Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4940
Karar No: 2020/2208
Karar Tarihi: 26.02.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4940 Esas 2020/2208 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, müvekkilinin zorunlu trafik sigortalı bir araç nedeniyle bir kaza sonucu karşı araçta vefat eden yolcunun mirasçılarına tazminat ödediğini, ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek, borçlunun haksız olan itirazının iptaline ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etti. Ancak mahkeme itirazın iptal edilmesine karar vermedi ve dava reddedildi. Davacı kararı temyiz etti ancak Yargıtay itirazın iptal edilmesi gerektiğine karar verdi.
Kanun maddeleri:
- Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.c
- Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.d
- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi
17. Hukuk Dairesi         2019/4940 E.  ,  2020/2208 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, harca esas değeri 10.953,36 TL göstererek, müvekkiline zorunlu trafik sigortalı, davalı sigortalıya ait aracın 29/04/2007 tarihinde karıştığı kaza sonucu karşı araçta vefat eden yolcunun mirasçılarına müvekkilince 10.049,00 TL tazminat ödendiğini, sigortalı aracın 2.00 promil alkollü kullanıldığını beyanla, ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini beyanla, borçlunun haksız olan itirazının iptaline, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, ZMSS sözleşmesine dayanılarak, sigorta şirketi tarafından sigortalı aleyhine rücuen açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.c maddesi uyarınca, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında doğan zarar nedeniyle yapılan ödemenin "sigorta ettirenden" rücuen talep edilebileceği düzenlenmiştir. Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d
    maddesinde ise; tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının "sigorta ettirene" rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
    Somut olayda mahkemece davaya konu motorsiklet elden ele haricen satıldığı, davalının işleten sayılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysaki davalı, dosya içerisinde bulunan kaza tarihini kapsayan zorunlu trafik sigorta poliçesi örneğine göre sigorta ettiren/sigortalı konumunda olup davacının akidi durumundadır. 2918 sayılı KTK’nın 20/d maddesi uyarınca, tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin noterlerce yapılacağı, anılan yasa maddesinde belirtilen türden resmi bir satış ve devir işlemi yapılmaksızın, haricen satış ile işleten sıfatının devredildiğinin kabulünün mümkün olmadığı belirtilmiştir. Dosya içerisindeki ruhsat örneğine göre davalı kaza tarihi itibariyle aracın kayden maliki durumundadır. Kaldı ki SGK tarafından açılan davada davalı ...’in işleten olarak kabul edildiği karar Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından 2016/8761 E-2016/11610 sayılı, 22.9.2016 tarihli kararıyla bozmaya uygun olarak onanmıştır. Bu durumda mahkemece davanın esasına girilerek taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi