14. Hukuk Dairesi 2015/16886 E. , 2016/2546 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.01.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Öge vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalı ... ile...1. Noterliği’nde 09.12.2004; davalılar ... ve ... ile de aynı noterlikte 24.04.1995 günü düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca 11 adet taşınmazdaki paylarının satışının vaat edildiğini, edimini yerine getirdiğini ancak tapu kayıtlarının devredilmediğini ileri sürerek, taşınmazlardaki payların adına tescilini istemiş, 27.04.2012 günlü dilekçe ile 442 sayılı parseldeki istemini atiye terketmiştir.
Davalılar, davacının feragati bulunduğunu, zamanaşımı süresinin geçtiğini, satış vaadi sözleşmesi düzenlenmesi için yetki verilmediğini, taşınmazların iştirak halinde bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 442 parsele ilişkin davanın ifa imkansızlığı gerekçesiyle reddine; diğer parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bir dava açıldıktan sonra da sahip olunan tasarruf yetkisi gereği dava konusu olan hak veya malın üçüncü kişilere devri mümkündür. Bu durumda bir dava şartı olan davayı takip yetkisi ortadan kalkmış olduğundan, davanın açıldığı haliyle devam etmesi düşünülemez.
Mahkemece, dava konusunun üçüncü kişiye temliki re’sen dikkate alınacaktır. Ancak hakim, dava şartının ortadan kalkması nedeniyle davayı reddetmeyip davayı veya savunmayı değiştirme yasağının bir istisnası olan 6100 sayılı HMK’nun 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanmak üzere diğer tarafa önel verecektir.
Anılan maddeye göre,
1-Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
Somut uyuşmazlıkta, davacı... 1. Noterliği’nde 24.04.1995 ve 09.12.2004 tarihlerinde davalılar ile düzenlenen satış vaadi sözleşmesine dayanarak payların adına tescilini istemiştir. Tapu kayıtlarından, dava açıldığı tarihte dava konusu ... parsel sayılı taşınmazda paydaş olan davalı ......1995 yılında hükmen edindiği payını yargılama sırasında devrettiği anlaşılmaktadır. Davalı payını devretmekle bu parsel yönünden pasif dava ehliyetini kaybettiğinden dava şartı ortadan kalkmıştır. Bu nedenle, davacıya HMK’nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan bu husus gözden kaçırılarak 1181 parsel yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
01.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.