16. Hukuk Dairesi 2017/4090 E. , 2017/7406 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 1261 parsel sayılı 6.784,60 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 118 ada 23 parsel numarasıyla ve 6.243,61 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 584 parsel sayılı 990 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 101 ada 84 parsel numarasıyla ve 952,87 metrekare yüzölçümlü olarak, ... adına kayıtlı eski 585 parsel sayılı 1088 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 101 ada 83 parsel numarasıyla 1.198,46 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ... ve müşterekleri, taşınmazın yüzölçümünün 41. maddeye göre düzeltildikten sonra, uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisi ..."un 28.01.2014 tarihli ek raporunda (A) harfi ile gösterdiği sarıya boyalı 478,28 metrekarelik köy yolu olarak sınırlanan taşınmazın yenileme kadastro ekibince belirlenen tutanağının iptali ile ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına maliki oldukları 1261 parsel sayılı taşınmazdaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline, 101 ada 83 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ..."un 28.01.2014 tarihli ek raporunda (B) harfi ile gösterdiği kırmızıya boyalı 21.11 metrekarelik kısmının kadastro ekibince belirlenen tutanağının iptali ile ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına maliki oldukları 1261 parsel sayılı taşınmazdaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline,101 ada 84 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ..."un 28.01.2014 tarihli ek raporunda (C) harfi ile gösterdiği yeşile boyalı 14,67 metrekarelik kısmının kadastro ekibince belirlenen tutanağının iptali ile ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına maliki oldukları 1261 parsel sayılı taşınmazdaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava ve temyize konu taşınmazlar ... ve müşterekleri, ... ve ... adına kayıtlı olup, temyiz edenin dava konusu taşınmazlarda bir hakkı bulunmadığı gibi, bu parseller aleyhine usulünce açılmış bir davası da bulunmadığına göre, temyiz talebinin REDDİNE, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."a iadesine,
2- Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece; 1261 parsel sayılı taşınmazın ilk tesis kadastrosundaki kesinleşmiş sınırları dikkate alınmadan yenileme kadastrosunun yapıldığı bu nedenden dolayı parselin 6.784,60 metrekare olan yüzölçümü 6.243,61 olarak azaldığı, bilirkişi raporu doğrultusunda bilirkişi ..."un 28.01.2014 tarihli ek raporunda (A) harfi ile gösterdiği sarıya boyalı 478.28 metrekarelik köy yolu olarak tespit edilen taşınmaz, 101 ada 83 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen kırmızıya boyalı 21.11 metrekare ve aynı tarihli raporda 101 ada 84 parsel sayılı taşınmazın (C) harfi ile gösterilen yeşile boyalı 14.67 metrekarelik kısmının davacı parselinde kaldığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları belgelendirilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda, yukarıda belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın, davacı taraf beyanı doğrultusunda uygulama kadastrosundan önce Kadastro Kanunu"nun 41. maddesine göre yapılan düzeltme işlemi esas alınmak sureti ile, bu düzeltmeden sonra yapılan uygulama kadastrosunun yerinde olup olmadığı tartışılıp değerlendirilmeden denetime elverişsiz teknik bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm verilmesi isabetsizdir. Hal böyle olunca; mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle denetime veri teşkil edecek bilgi ve belgeler getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yeniden ve yukarıda açıklanan ilkelere uygun şekilde ve uygulama kadastrosundan önce yapılan 41. madde uygulaması da dikkate alınmak suretiyle keşif yapılarak ve fen bilirkişisinden denetime elverişli, gerekçeli ve ayrıntılı rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.