10. Ceza Dairesi 2016/156 E. , 2016/396 K.
"İçtihat Metni"İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 10.12.2013 tarihli
2012/469 esas ve 2013/429 karar sayılı kararı
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık hakkında, ... Ağır Ceza Mahkemesi"nce yapılan yargılama sonucu 10.12.2013 tarihinde 2012/469 esas ve 2013/429 karar sayı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş, hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce 28.03.2014 tarihinde 2014/1753 esas ve 2014/2120 karar sayı ile hükmün oybirliğiyle onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz yazısında özetle; gizli soruşturmacıların 12.06.2012 tarihinde sanıktan eroin içeren uyuşturucu madde aldıktan sonra, 13.06.2012 tarihinde de sanıktan aynı şekilde eroin içeren uyuşturucu madde aldıkları, alınan ilk uyuşturucu maddeyle sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun belirlendiğini ve delilinin elde edildiğini, buna rağmen gizli soruşturmacıların sanığı yakalamayıp ikinci kez uyuşturucu madde satın almalarının ayrıca uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu oluşturmayacağı bu nedenle sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının hatalı olduğu belirtilerek, Dairemizin sanık hakkındaki onama kararının kaldırılması, yerel mahkeme hükmünün belirtilen nedenle bozulması istenmiştir.
C)İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ
Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nce 30.05.2012 tarihinde 2012/1574 değişik iş sayı ile "gizli soruşturmacı" görevlendirme kararına istinaden 12.06.2012 tarihinde gizli soruşturmacıların sanıktan 20 TL karşılığında 0.06 gram eroin içeren uyuşturucu madde aldığı, aynı gizli soruşturmacıların 13.06.2012 tarihinde tekrar giderek sanıktan 20 TL karşılığında 0,04 gram eroin içeren uyuşturucu madde aldığı; kolluk görevlilerinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğu, somut olayda ./..
“uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu anlaşılmış ve sanık hakkındaki itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
D) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın İTİRAZININ KABULÜNE,
2- Dairemizin 28.03.2014 tarihli 2014/1753 esas ve 2014/2120 karar sayılı ONAMA KARARININ KALDIRILMASINA,
3- Sanık hakkındaki hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın uyuşturucu madde sattığına ilişkin edinilen bilgiler üzerine, sivil giyimli kolluk görevlilerinin 12.06.2012 tarihinde 20 TL verip sanıktan 0.06 gram eroin içeren uyuşturucu madde aldığı, aynı görevlinin 13.06.2012 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan 0,04 gram eroin içeren uyuşturucu madde aldığı; kolluk görevlilerinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, iki kez uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK"nın 43. maddesinin uygulanması,
2-Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve hükmün iptal edilen yoksunlukları da kapsaması nedeniyle, sözü edilen maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 11/02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.