11. Hukuk Dairesi 2016/2176 E. , 2017/2203 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/09/2015 tarih ve 2013/116-2015/325 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirkete 2011 yılında verilen hizmetleri karşılığında 17/09/2011 tarihli 151,04 TL bedelli, 27/11/2011 tarihli, 5.546,00 TL bedelli, 25/12/2011 tarihli 3.658,00 TL bedelli üç adet fatura düzenlendiğini, davalının bildirime rağmen borcu ödemediğini, aleyhine başlatılan icra takibine de haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine % 20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takip dayanağı faturalardaki hizmetlerin ifa edilmediği, malın da teslim edilmediğini, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine % 20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 2012 yılına ait tüm defterlerinin yasanın öngördüğü şekilde açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, 2011 yönünden ise, envanter defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, diğer defterlerin ise, usulüne uygun olduğu, her iki yıla ait defterlerde dava konusu faturalar yer aldığı gibi, herhangi bir ödemenin bulunmadığı, davalı tarafından sunulan defterlerin ise, açılış tasdiki bulunmasına rağmen kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı, defterlerde 17/09/2011 tarihli, 151,04 TL’lik faturanın yer almadığı, diğer iki faturanın ise, borç bölümüne kaydedildiği, her iki fatura yönünden de kasadan nakit ödeme kaydının bulunduğu, defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için zorunlu defterlerin tamamının usulüne uygun tutulması gerektiği, usulsüz defterlerin ancak sahibi aleyhine delil vasfına sahip olduğu, her ne kadar davacının 2011 envanter defterinin kapanış kaydı olmaması nedeniyle 2011 defterlerinin lehe delil vasfının bulunmadığı belirlense de, usulüne uygun tutulan 2012 defterlerinde aynı alacak kaydı bulunduğu için davacı defterlerinin ispata elverişli olduğu, davalının 2011 yevmiye ve kebir defterlerinin kapanış tasdiklerinin eksikliği nedeniyle ancak sahibi aleyhine delil niteliği taşıdığı, anılan davalı defterlerinde, dava konusu 9.355,00 TL’lik alacağın yer aldığı, 17/09/2011 tarihli 151,04 TL bedelli fatura, davalı defterlerinde yer almasa da, bu faturanın 27/11/2011 tarihli 5.697,00 TL bedelli faturaya eklendiğinin anlaşıldığı zira, bu faturanın davacı defterlerinde 5.546,00 TL olarak kayıtlı olduğu yani, davalının 17/09/2011 ve 27/11/2011 tarihli faturaları birleştirerek 27/11/2011 tarihli faturanın içinde erittiği ve o şekilde kayıtlarına işlediği, işin yapılmadığı savunulmuş ise de, ./..
faturaların her iki taraf defterlerine de kaydedilmiş olmasının alacağın doğduğunu kabule yeterli olduğu kaldı ki, davalının borcun tamamının kasadan nakit ödendiği şeklindeki defter kaydının da borcu ve işin yapıldığını davalının kabul ettiğinin göstergesi olduğu, davalı defterleri usulsüz olduğu için kendi lehine delil olamayacağından ödeme kaydına itibar edilmediği, defterler usulüne uygun tutulmuş olsa dahi ödeme kaydına itibar edilemeyeceği zira, defter kayıtlarının belgelere dayanması gerektiği gerekçesiyle, asıl alacağa yönelik itirazın iptali isteminin kabulüne, işlemiş faize yönelik itirazın iptali isteminin reddine, takibinin asıl alacakla sınırlı olarak kaldığı yerden devamına, asıl alacağa takip sonrası dönem için reeskont faizi işletilmesine, davacının inkar tazminatı talebinin, davalının ise, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 609,98 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 18/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.