11. Ceza Dairesi 2017/17400 E. , 2017/9379 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 05.12.2017 tarih ve 2017/8689 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen 15.12.2017 ve KYB. 2017/70918 sayılı ihbarnamesi ile;
Memurun resmi belgede sahteciliği suçundan sanık.."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7/2. maddesi delaleti ile mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 339/1, 80 ve 59/2. maddeleri gereğince 2 yıl 11 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/06/2013 tarihli ve 2010/168 esas, 2013/162 sayılı kararının temyiz edilmeden kesinleşmesini müteakip, hükümlü müdafiinin aynı suçtan mahkumiyetlerine karar verilen ve kararı temyiz eden dosyanın diğer sanıkları hakkında Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 27/02/2012 (2017) tarihli ve 2016/1586 esas, 2017/1371 karar sayılı ilamı ile eksik inceleme sonucu karar verilmesi nedeniyle verilen bozma ilamının müvekkiline sirayet ettirilmesi talebinin reddine ilişkin Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2017 tarihli ve 2010/168 esas, 2013/162 sayılı ek kararının "Dosya aslının gönderilmesinin istenilmesine rağmen onaylı dosya suretinin gönderilmesi, dava zamanaşımı süresinin yakın olması nedeniyle dosya aslının getirtilmesinin işin sürüncemede kalmasına neden olabileceği ve infaza müteallik konuda kanun yararına bozma talebinde bulunulduğundan onaylı dosya sureti üzerinden yapılan incelemede,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 03/07/2014 tarihli ve 2014/12538 esas, 2014/23617 sayılı kararında, "...hükmün lehe bozulması halinde, 1412 sayılı CMUK’un 325. maddesi uyarınca, bozulan cihetlerin temyiz talebinde bulunamamış olan sanıklara da uygulanmasının mümkün olması halinde, sirayet yoluyla hükmün bozulmasından hükmü temyiz etmeyen sanığın da istifade ettirilmesi gerekeceği, kanuni bir zorunluluk olan sirayetin Yargıtay bozma ilamında işaret edilmemesinin de sonuca etkili olmayacağı gözetildiğinde, kanun yararına bozma talebine konu edilen hukuki sorunun bozmanın hükümlüye sirayeti sağlanarak çözülmesi mümkün iken, olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluyla neticeye kavuşturulmasının mümkün olmayacağı...." şeklinde belirtildiği üzere, somut dosya kapsamı itibarıyla haklarındaki mahkumiyet kararları müdafiilerince temyiz edilen diğer sanıklar ... ve ... haklarındaki hükümlere ilişkin yapılan temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 27/02/2012 (2017) tarihli ve 2016/1586 esas, 2017/1371 sayılı ilamı ile hükümlerin eksik inceleme sonucu karar verilmesi nedeniyle bozulmasına karar verildiği ve bozmanın hakkındaki hükmü temyiz etmeyen sanık Mehmet Nuri Koçak"a da uygulanma ihtimali bulunduğu, Yargıtay bozma ilamında sirayete işaret edilmemesinin sonuca etkili olmayacağı, gerek mülga 1412 sayılı Kanun"un 325. maddesi gerekse 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 306. maddesinde suçun iştirak halinde işlenmesinin aranmadığı, lehe bozmanın hakkındaki hükmü temyiz etmeyen sanığa uygulanma olanağının bulunmasının yeterli olduğu cihetle, belirtilen hususun mahallinde mahkemesince bozmanın sanığa sirayeti sağlanarak çözülmesinin mümkün olduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02.05.2017 tarih ve 2010/168 E, 2013/162 sayılı ek kararının CMK"nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 27.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.