10. Hukuk Dairesi 2017/5079 E. , 2018/6413 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. ..., Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece, bozma ilamına uyarak yapılan yargılama neticesinde verilen hüküm isabetliyse de, ilk kararın davalılar tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle, davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine riayet edilmemiş, davacı Kurum aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hüküm fıkrasının silinerek yerine;
"1-Davanın KABULÜ ile, 27.963,09 YTL PSD için onay tarihi olan 15/04/2004 tarihinden,
-1.078,83 YTL geçici iş göremezlik ödeneği için ödeme tarihi olan 10/09/2003 tarihinden,
-8,92 YTL hastane masrafı için sarf tarihi olan 21/11/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Hüküm tarihi itibariyle alınması gerekli 1.984,46 TL harcın, peşin alınan (1.568,80 + 1.264,00) toplam 2.832,80 TL harçtan mahsubu ile 848,34 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davalı taraflara iadesine,
3-Davacı tarafından bozma ilamından önce yapılan 1.183,00 TL ve bozma ilamından sonra yapılan 38,50 TL olmak üzere toplam 1.221,50 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil etmiş olması sebebiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.486,04 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve istem halinde tarafların kendisine iadesine,"sözcük ve rakamlarının yazılarak ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.