1. Hukuk Dairesi 2014/22631 E. , 2017/3300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, korkutma (ikrah) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescil istemine ilişkindir.
Davacı, ekonomik sıkıntıya girmesi nedeniyle davalı ..."dan faiz karşılığı borç para aldığını, borçlarını ödeyemez hale geldiğinde davalı ve ailesinin baskı ve tehditleri sonucu 6530 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 24 nolu bağımsız bölümü borçlarını kapatmak için 12.04.2006 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, ikrah nedeniyle temlikin geçersiz olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiş, davanın devamı esnasında, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 186. maddesi (6100 sayılı Hukuk Mukameleri Kanunu’nun m. 125) gereğince taşınmazı devralan davalı ..."a karşı davaya devam edeceğini bildirmiştir.
Davalı ..., taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, iyiniyetli alıcı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, şartları oluşmadığından tasarrufun iptali davasının ve alıcının kötü niyeti ispat edilemediğinden tapu iptali-tescil davasının reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK. nun 33. (1086 sayılı HUMK"nun 76.) maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak hâkime aittir. Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği, dosyada mevcut deliller ve özellikle davacı tarafından yapılmış bir icra takibi bulunmadığı gözetildiğinde, davacının İİK"nun 277 vd. Maddelerine dayanan tasarrufun iptali talebinin olmadığı, davacının korkutma (ikrah) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 37. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 29.) maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK"nin 38. (BK"nin 30.) maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir.
Hemen belirtmek gerekir ki, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def"i veya dava yoluyla da kullanılabilir. (TBK"nin 39. m.) Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için yerine getirilen edim istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir
Hal böyle olunca, tarafların tüm delillerinin toplanması ve yukarıdaki ilkeler doğrultusunda değerlendirme yapılması, korkutma olgusunun ispatlanması halinde taşınmaz temlik edilen davalı ..."ın iyiniyetli olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.