1. Hukuk Dairesi 2017/2362 E. , 2017/3298 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim istemine ilişkindir.
Davacılar, miras bırakanları ..."ın paydaşı olduğu 1382 parsel sayılı taşınmazda soyadının yazılı olmadığını ileri sürerek anılan kaydın nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece, "... Çekişme konusu taşınmaz 1971 yılında senetsizden tespit ve tescil edildiği halde kadastro tespit bilirkişilerinin yaşayıp yaşamadıklarının belirlenerek bilgilerine başvurulmadığı, davacının miras bırakanı ..."ın annesi, kardeşleri ve yeğenlerini gösterir (yaşayıp yaşamadıkları denetlenecek şekilde) vukuatlı aile nüfus kayıt tablosunun getirtilerek kadastro tutanağındaki bilgilerle karşılaştırılmadığı, çekişme konusu taşınmazı kimin, ne şekilde tasarruf ettiğinin de araştırılmadığı görülmektedir. O halde; yukarıda değinilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak çekişme konusu taşınmazın paydaşı ... kızı ..."nin davacıların miras bırakanı ... kızı ... olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, kabule göre de, maktu harca hükmedilecek yerde nispi harcın hüküm altına alınmış olması da isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1382 parsel sayılı taşınmazın tapulamaca senetsizden ...’nin 1952 yılında dul ölümü ile evlatları ... ve ... olduğu belirtilerek 462/1108 pay ile ... kızı ... adına tespit edildiği, tespitin itiraz edilmeksizin 12.05.1972 tarihinde kesinleştiği, davacıların mirasbırakanı ...’ın nüfus aile kayıt tablosunun incelenmesinde, 01.07.1908... doğumlu olup baba adının ..., anne adının ... olduğu, evlenerek geldiği ... İlçesi,... Mahallesi, ... Cilt, ... Hane, 1 BSN’de kayıtlı ... Hanım’ın anne adının ..., baba adının ... ... olduğu, anılan kayıtta kardeş bilgilerinin yer almadığı, buna karşın ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1959/496 Esas sayılı veraset ilamında ...’ın kardeşinin ... olarak göründüğü, nüfus bilgilerinin tapu ve dayanak belgelerle uyumlu olduğu, nitekim yargılama sırasında dinlenen tanıkların da kayıt maliki ile davacıların mirasbırakanın aynı kişi olduğu şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır.
Bu durumda, kayıt maliki ile davacıların mirasbırakanların aynı kişi oldukları ispat edilmiştir.
Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.