14. Ceza Dairesi 2014/5561 E. , 2015/2330 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Mağdurenin karar tarihi itibarıyla onsekiz yaşını doldurması karşısında annesi ...."nin kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığından, katılanlar vekilinin temyiz isteminin katılan ... yönünden 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin sanık müdafii ve katılan mağdure Songül vekilinin temyizleriyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü;
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiillin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın, mağdure ile rızaen cinsel ilişkiye girmesi şeklindeki eylemi ile ilgili olarak yapılan yargılama sırasında İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kuruluna sevk edilerek muayenesi yapılan mağdure hakkında düzenlenen 22.06.2011 günlü raporda maruz kaldığı olaydan dolayı travma sonrası stres bozukluğu ve depresyon tanıları ile ruh sağlığının bozulduğunun bildirilmesi karşısında, anılan rapor esas alınarak sanığın cezası TCK.nın 103/6. maddesi uyarınca artırılmış ise de, cebir ve tehdit olmaksızın gerçekleştirilen eylem nedeniyle sanığın kastettiğinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiği, TCK.nın 23. maddesi uyarınca gerçekleşen fakat kastetmediği bu neticeden sanığın sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olması gerektiği, somut olayda sanığın dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi, kişisel özellikleri ve olayın gerçekleşme biçimi nazara alındığında ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın sanık tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmadığı, meydana gelen bu zararın ancak TCK.nın 61. maddesi kapsamında cezanın bireyselleştirilmesinde alt sınırdan uzaklaşmada dikkate alınabileceği gözetilerek sanık hakkında hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Uygulamaya göre de;
Sanık hakkında TCK.nın 103/2. maddesi gereğince belirlenen ceza miktarı üzerinden aynı Kanunun 43. maddesi ile yapılan artırım miktarının, 103/6. madde ile belirlenen ceza miktarına eklenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılarak eksik ceza tayini,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yeralan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.