10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/674 Karar No: 2018/6402 Karar Tarihi: 05.07.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/674 Esas 2018/6402 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/674 E. , 2018/6402 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, tedavi gideri bedelinin tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; ... diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ... hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkûm edilir” hükmü öngörülmüştür. Buna göre, itirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Alacağın gerçek tutarının belli ve sabit olması durumunda veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurları bilindiği ya da bilinebilecek durumda olduğu takdirde likit bir alacaktan söz edilebilir. Başka bir anlatımla, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından borç tutarının araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı aranmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; sağlık giderine ilişkin alacağın belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden ve bu amaçla da emsal araştırması ve bilirkişi incelemesi yapıldığının anlaşılması karşısında, likit bir alacağın varlığından bahsedilemez. Bu durumda, takibe itiraz eden davalı Kurum aleyhine, icra inkar tazminatına hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. S O N U Ç: Hükmün, davalı aleyhine icra inkar tazminatına ilişkin 1. fıkranın 2 no"lu bendinin tamamen silinerek hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.