Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/13245 Esas 2016/2452 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13245
Karar No: 2016/2452
Karar Tarihi: 29.02.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/13245 Esas 2016/2452 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/13245 E.  ,  2016/2452 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, 09.04.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.08.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _ K A R A R _

    Dava, mirasın gerçek reddi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, kısa kararda davanın kabulüne, gerekçeli kararın hüküm sonucunda ise davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar temyiz etmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın "Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi" başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere;
    "Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir.
    Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür.
    Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur."
    Aynı kanunun "Hükmün kapsamı" başlıklı 297. maddesi gereğince; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."
    "Hükmün yazılması" başlıklı 298. maddesi gereğince de;
    "Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz."
    10.04.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
    Somut olayda, 07.08.2015 günlü kısa kararda davanın kabulüne karar verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm sonucunda davanın 3 aylık yasal süresinde açılmaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir. Bu itibarla gerekçeli karar ile tefhim edilen hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.