17. Hukuk Dairesi 2017/2840 E. , 2018/8024 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvazaalı satışın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalılardan Satılmış hakkında alacak davası açarak takip yaptığı sırada adına kayıtlı taşınmazlarını diğer davalılara devrettiğinden, bu muvazaalı satışların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ve Asiye, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalılar, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davalı üçüncü kişilerin davalı ... ile yakın akraba oldukları ve borçlunun mal kaçırma kastı ile hareket ettiğinin de diğer davalılarca bilindiği ispat edilemediği, davalıların TMK"nın 1023. maddesi kapsamında iyiniyetli şahıslar olduğu, tapu siciline güvendikleri, taraftan satış bedelini düşük göstermesinin bedel muvazaası olup, başlı başına tapu iptal tescil için sebep teşkil etmediğini, doğrudan taşınmazların tapu iptali ile kendisine tescilini istemesi mümkün olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK"nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı satışın iptaline ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK"nun 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. ... muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler.
3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Somut olayda davacının borçlu Satılmış"tan bir alacağının olduğu kesinleşmiş mahkeme ilamı ile sabit olmuştur. Bunun ötesinde borçlu hakkında bir ... takibinin olması BK"nun 19.maddesine göre açılan davalar için bir koşul olmadığından mahkemenin bu yönde yaptığı tesbit yerinde görülmemiştir. Dava konularından, 445 nolu parseli satın alan davalı ..."nın bitişik 446 parselin maliki olup borçlu ile taşınmazları komşudur. Davalı ... ise, borçlu ile aynı köy nüfusuna kayıtlı olup aynı köyde mukimdir. Bu halde anılan davalıların borçlunun mal kaçırma amacını bileceklerinden dava konularından 445-540 2909 parsel ve 2910 parsel 7 nolu bağımsız bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3-Davalı ..."a yapılan 2910 parsel 3 nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak borçludan bu şahsa yapılan satışa ilişkin akit tablosu dosya içeriğinde bulunmamaktadır. Anılan şahıs tarafından bu bağımsız bölümün satışına ilişkin akit tablosu mevcuttur. Yapılacak iş, 2910 parsel 3 nolu bağımsız bölümün borçlu tarafından davalı ..."a yapılan satışına ilişkin akit tablosunun getirtilerek, 1999 yılında doğan borcun doğumundan sonra gerçekleşen bir satışın varlığının
teyid edilmesi halinde, davalı ..."un taşınmazı sattığı kişinin de davaya dahili sağlanarak her iki satış yönünden BK"nun 19.maddesine göre muvazaa olgusunun değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.