Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/17900 Esas 2017/7365 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17900
Karar No: 2017/7365
Karar Tarihi: 02.11.2017

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/17900 Esas 2017/7365 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/17900 E.  ,  2017/7365 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
    KANUN YOLU : TEMYİZ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 3 parsel sayılı 282.396,60 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 112 ada 3 parsel sayılı taşınmaz içerisinde 09.09.2014 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda 31.705,13 metrekare yüzölçümlü olarak gösterilen bölümün bu parselden ifrazı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ..."ın temyiz itirazları yerinde değildir.
    Davalı Hazine vekilinin temyizine gelince; Mahkemece, çekişmeli 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 09.09.2014 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda 31.705,13 metrekare yüzölçümlü olarak gösterilen kısmının davacının dayandığı 17.04.1975 tarih ve 5 sayılı tapu kaydının kapsamında kaldığı ve bu kısım üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı ..."ın dayandığı kendi adına kayıtlı 17.04.1975 tarih ve 5 sıra numaralı “4 hektar” yüzölçümündeki tapu kaydı “dere” sınırları nedeni ile değişebilir sınırlı olup; miktarı ile geçerlidir. Sözü edilen tapu kaydı kadastro çalışmaları sırasında miktarından fazla şekilde (92.441,17 metrekare) çekişmeli taşınmaza komşu 112 ada 10 parsel sayılı taşınmaza davacı adına revizyon görmüş ve anılan parselin kadastro tespiti kesinleşmiştir. Bu nedenle, kayıt kapsamı 112 ada 10 parselde davacı adına tespit ve tescil edildiğinden, davacının bu tapu kaydına dayalı olarak hakkının varlığından söz edilemez. Bu durumda, davacı taraf yararına kadastro çalışmalarının yapıldığı 2006 yılı itibariyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi gerekir. Her ne kadar, mahallinde yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişiler tarafından, çekişmeli taşınmazın arpa, buğday, mısır ve nohut ekmek sureti ile tarım arazisi olarak davacı tarafından kullanıldığı beyan edilmiş ise de, keşif sonucu dosyaya sunulan 14.7.2014 havale tarihli ziraat bilirkişi raporunda taşınmazda çok uzun yıllardır işlemeli tarım yapılmadığı (en az 30-35 yıl) ve doğal bitki örtüsü ile örtülü olduğu belirtilmiş olup, taşınmaz üzerinde davacının öncesinde zilyetliği bulunsa dahi taşınmazın belirtilen süre kullanılmaması nedeniyle terk koşullarının gerçekleştiği, dolayısı ile davacı lehine belirtilen bölümde zilyetlikle kazanım koşullarının da gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne yönelik yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.