17. Ceza Dairesi 2019/13171 E. , 2020/968 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Sakarya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/847 Esas ve 2019/152 Karar sayılı ilamı ile hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine karşı, sanık ... ve müdafii ile sanık ...’nün CMK"nin 272. ve müteakip maddeleri uyarınca istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine; Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu verilen 01/04/2019 tarihli, 2019/804 Esas ve 2019/726 Karar sayılı “Esastan Ret” kararına karşı sanık ... ve müdafii ile sanık ... tarafından usulüne uygun olarak açılan temyiz davası incelenip görüşüldü:
I-Sanıklar hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Hükmolunan cezaların miktarları ve türleri gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK"nin 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizlerinin mümkün olmaması karşısında; sanık ... ve müdafii ile sanık ...’nün temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK"nin 298. maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nin 288. maddesinin ""Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır."", aynı Kanunun 294. maddesinin ""Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir."" şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanığın temyiz isteminin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Dosya içeriğine göre, kurulan hükümde fiilin uyduğu suç ve kanun maddelerinin doğru olarak uygulandığı, sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin “İstinaf isteminin esastan reddi” kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanık ...’nün yerinde görülmeyen temyiz nedenlerinin reddiyle, 5271 sayılı CMK"nin 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİNE,
III-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 21/04/2015 tarihli ve 2014/10-623 Esas, 2015/117 Karar6 sayılı kararında da yabancı uyruklu olup yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanığın nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır denilmiştir.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu"nun 91"nci maddesinde geçici koruma "Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir." şeklinde hüküm altına alınmış, bu kişilerin Türkiye"ye kabulü, Türkiye"de kalışı, hak ve yükümlülüklerinin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
6458 sayılı Kanun"un 91"nci maddesi uyarınca çıkartılan Geçici Koruma Yönetmeliği"nin (Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 13/10/2014 No: 2014/6883 Dayandığı Kanunun Tarihi: 4/4/2013 No: 6458 Yayımlandığı Resmi Gazetenin Tarihi: 22/10/2014 No: 29153) 21"nci maddesinde; bu Yönetmelik kapsamındaki yabancıların kayıtları sırasında kimliğine ilişkin belge sunamayan yabancının, aksi ispat edilinceye kadar beyanının esas alınacağı, fotoğraf, parmak izi ya da kimlik tespitine elverişli diğer biometrik verilerin esas alınıp merkezi veri tabanına kaydedileceği, mevcut biometrik verilerle eşleştirileceği, kayıt altına alınan yabancıların bilgilerinin derhal Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne bildirileceği, yabancıların kayıt bilgilerinin doğum, ölüm, evlilik, boşanma, gönüllü geri dönüş gibi hallerde güncelleneceği, adres kayıt sistemine kaydedilecekleri düzenlemeleri getirilmiş, 22"nci maddesinde ise; kayıt işlemleri tamamlananlara, valilikler tarafından geçici koruma kimlik belgesi düzenleneceği, geçici koruma kimlik belgesi verilenlere, 25/04/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında yabancı kimlik numarası verileceği belirtilmiştir.
6458 sayılı Kanun"un 121. maddesine dayanılarak çıkartılan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 17 Mart 2016 tarih ve 29656 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Dosya arasında sanığın kimliğini ispata yarayacak herhangi bir kayıt bulunmadığının anlaşılması karşısında, yabancı uyruklu sanığın ilgili makamlar aracılığıyla nüfus kayıtları getirtilmeden ve/veya soruşturma makamınca sanığın beyanı üzerine tespit edilen kimlik bilgileri ile kolluk tarafından tespit edilecek parmak izlerinin ve fotoğraflarının Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne gönderilerek Geçici Koruma Yönetmeliğinin 21 ve 22. maddeleri uyarınca sanığın Türkiye"ye kabul edilen yabancılardan olup olmadığının ve varsa yabancı kimlik numaraları ile adres kayıt sistemindeki kayıtları tespit edilmesi ile kimliklerinin belirlenmesi gerektiği, şayet kimliğinin bu şekilde belirlenmesinin mümkün olmaması halinde ise bu kez sanığın fotoğrafı karara yapıştırılmak, parmak izlerinin ise usulune uygun şekilde alınarak karara eklenmesi suretiyle hükümlülüğe karar verilmesi gerekirken, sanığın soyut beyanlarına dayanılarak 5271 sayılı CMK’nin 209. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, kararın diğer yönleri incelenmeksizin öncelikle bu nedenle CMK"nin 302/2. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, dosyanın gereğinin ifası için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 14/01/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.