17. Hukuk Dairesi 2017/5502 E. , 2018/8007 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının eşinin sevk ve idaresindeki davalıya trafik sigortalı aracın karıştığı tek taraflı kaza sonucu desteğin vefat ettiğini, davacının ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 28.03.2014 tarihli Islah dilekçesiyle talebini 60.000,00 TL "ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile davalı ... şirketi sigortalı aracın kusuru ve poliçe limiti dahilinde sorumlu olmak kaydıyla toplam 60.000,00 TL’nin dava tarihinden yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava, tek taraflı trafik kazası sebebi ile destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik; dava açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biridir. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu
dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir. Açıklanan düzenlemeye göre, aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaati yoktur. Daha önce HUMK m.187/4"de bir ilk itiraz olarak nitelenen bu husus HMK m. 114/1-ı hükmü ile dava şartı haline getirilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından, daha evvel ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/269 Esas sayılı dosyasında, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak davanın açıldığı, davanın kabul edildiği, Dairemizin 15.12.2009 gün ve 2008/3421 E. ve 2009/8479 K. Sayılı ilamı ile murisin tam kusurlu olması, dolayısıyla destek tazminatında bulunanların kendi kusurlarından yararlanmalarının mümkün olamayacağı gerekçesi ile davalının sorumluluğuna gidilemeyeceğinden yerel mahkeme kararı bozulmuş, bozma sonrası 2010/ 263 E. ve 2010/344 K. sayılı dosya ile yapılan yargılama neticesinde de bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiş, mezkur karar tebliğe çıkarılıp kesinleştirilmemiştir.
O halde mahkemece, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) bir dava bulunduğundan davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken yazılı şekilde esasa girerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2-)Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.