10. Hukuk Dairesi 2020/3566 E. , 2021/3443 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Ankara 8. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile davanın gerekçesini düzeltmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacılar murisinin 1965-1966 yıllarındaki Kırşehir Malya Tarım İşletmesi Müdürlüğündeki çalışmalarının sigortalılık hizmetlerinden sayılması ve sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine karar verilmesi talep edilmiştir.
II-CEVAP
Davacılar vekili davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi, davacı murisi yönünden sübut bulmayan davanın reddine karar vermiştir.
B-BAM KARARI
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince;... Davacılar murisi ..."nun 08/02/2017 tarihinde vefat ettiği, murisin vefat ettiği tarihe kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu, murisin ölümünden sonra tekrar yeni bir hak düşürücü sürenin başlamayacağı mahkemece davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekirken, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın sübut bulmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın gerekçesi düzeltilerek, davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar vermek gerekçesiyle; Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2 maddesi gereğince kabulü ile, kararın gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilmesine,
Ankara 8. İş Mahkemesinin 2017/167 E., 2018/220 K. sayılı kararının kaldırılmasına,
Davanın reddine, karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacılar vekili usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı, ihtilaf konusu döneme göre, 01.06.1957 yürürlük tarihli 6900 sayılı Yasa olup bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır.
Konuya ilişkin Sosyal Sigorta Mevzuatı irdelendiğinde; 01.06.1957 yürürlük tarihli 6900 sayılı Yasanın muvakkat 1. maddesi; “1 Nisan 1950 tarihinde 35 yaşını geçmiş olanlardan 60 yaşını doldurup 12 nci maddede yazılı şartları getiremediğinden aylık bağlanmasına hak kazanamayan ve: a) 1 Nisan 1950 tarihinden önceki 5 yıl içinde en az 1000 gün veya çalışma vekaletince tespit olunan münavebeli işlerde çalışanların da 750 gün İş Kanununa tabi iş yerlerinde çalıştıklarını ispat eden,... (a) Bendinde yazılı eski hizmet süreleri, sigortalıların, 1.4.1950 tarihinden önceki beş yıl içinde çalıştıkları iş yerlerinden alacakları belgeleri İşçi Sigortaları Kurumuna tevdi etmeleri suretiyle tevsik olunur.” hükmünü, 506 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, yürürlükten kaldırılmış 4772, 5417, 5502 ve 6900 sayılı Kanunlar ile eklerine ve değişikliklerine göre hak kazanılmış bulunan her türlü yardım, tahsis ve ödemeler, bunların dayandığı kanun hükümleri gereğince kurumca sağlanır ve iş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık, analık, malûliyet, ihtiyarlık ve ölüm sigortalarından hak kazanılmış olan gelir ve aylıkların ödenmesine, yardımların yapılmasına ve ödeneklerin verilmesine bu kanunda yazılı hüküm ve esaslara göre devam olunur. Ancak, malûliyet, ihtiyarlık ve ölüm sigortalarından bağlanmış bulunan veya bağlanılmasına hak kazanılmış olan gelir ve aylıkların alt sınırı hakkında bu kanun hükümleri uygulanır.” hükmünü, geçici 9. maddesi “Yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunların geçici 1 inci maddelerine göre, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar Kuruma eski hizmet çalışma belgesi vermiş bulunanların sözü edilen maddelerde belirtilen hakları saklıdır.” hükmünü, geçici 12. maddesi ise “Sigortalılar namına, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara göre ödenen primler ile bunların prim ödeme gün sayıları, bu kanuna göre ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ve prim ödeme gün sayısı olarak kabul edilir.” hükmünü içermektedir.
Yukarıdaki bilgiler ışığı altında talep konusu dönemin 1965-1966 yılları olduğu gözetildiğinde, mülga 4/2/1957 tarihli ve 6900 sayılı Malûliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortaları Hakkında Kanunun da halen yürülükte olduğu göz önünde tutularak eldeki davada hak düşürücü süre yoktur, davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekir. Hal böyle iken, Bölge Adliye Mahkemesince; davacılar murisi ..."nun 08.02.2017 tarihinde vefat ettiği ve murisin vefat ettiği tarihe kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu, murisin ölümünden sonra tekrar yeni bir hak düşürücü sürenin başlamayacağı Mahkemece davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekirken, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın sübut bulmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın gerekçesi düzeltilerek, davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.