Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2016/1031
Karar No: 2016/304

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/1031 Esas 2016/304 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi, bir sanığın hırsızlık suçundan beraatına karar verdi. Bu karar, Yargıtay 2. Ceza Dairesi tarafından isabetsiz bulunarak bozuldu. Ancak yerel mahkeme, Yargıtay'ın bozma gerekçelerini yeterli bulmadı ve önceki hükmünde direndi. Bu direnme kararı, savunma hakkı ihlali nedeniyle Ceza Genel Kurulu tarafından bozuldu ve dosya yeniden değerlendirilmek üzere mahalline iade edildi. Kararda, sanığın bozmaya karşı diyeceği sorulmadan aleyhinde karar verilemeyeceği vurgulanarak, savunma hakkının sınırlanması sonucunun mutlak bozma nedeni olduğu belirtildi. Mahkeme kararını bozan kanun maddeleri ise 1412 sayılı CMUK'nun 5320 sayılı Kanunu ve 5271 sayılı CMK'nın 307/2. ve 326/2. maddeleridir.
Ceza Genel Kurulu         2016/1031 E.  ,  2016/304 K.

    "İçtihat Metni"


    Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza

    Hırsızlık suçundan sanık ..."un beraatine ilişkin, Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22.05.2013 gün ve 197-342 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 22.02.2016 gün ve 23532-2660 sayı ile;
    “Oluşa ve 22.02.2013 tarihli yakalama tutanağı içeriğine göre sanığın Defacto adlı iş yerine girerek bir adet bayan taytını çaldığı daha sonra başka bir iş yerinden hırsızlık yaptığı sırada suça konu tayt ile birlikte yakalandığı olayda, sanığın yüklenen suçu işlediğinin sabit olduğu gözetilmeden, dosya içeriğine uygun düşmeyen ve yeterli olmayan gerekçelerle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 20.04.2016 gün ve 285-387 sayı ile;
    "...1-Yargıtay bozma kararında aynen, taytla birlikte sanığın yakalanması cezalandırmaya yeterli delil olarak kabul edilmesi gerekirken kabul edilmeyerek beraat kararı verilmesi bozma nedeni sayılmıştır.
    2-Sanığın belirtilen mağazaya ait tayt ile birlikte yakalandığı yolunda dosyada çok açık bir tutanak olmadığı gibi ceza yargılamasının temel koşulu bir kimsenin mahkûm edilebilmesi için hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde suçu işlediğinin saptanması yasa gereğidir.
    3-Bozmadaki husus bir an kabul edilse bile, tayt ile birlikte sanığın yakalanması cezalandırmaya yetecek delil değildir. O taytı yere düşmüş konumda alabileceği gibi başka birisinden alması da ihtimal dâhilinde olması nedeniyle kesin olarak cezalandırmaya yetecek delil değildir" gerekçesiyle direnerek sanığın önceki hükümdeki gibi beraatine karar vermiştir.
    Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.06.2016 gün ve 238726 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme hükmü verilip verilemeyeceği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Yerel mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada sanığa duruşma gününün tebliğ edildiği ancak sanığın duruşmaya katılmadığı, bu şekilde aleyhine olan bozma kararına karşı sanıktan diyecekleri sorulmadan önceki hükümde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafiin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK"nun 307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
    Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi halinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup yerel mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/3. maddesi uyarınca ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı sanığın vazgeçilmez ve en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 1412 sayılı CMUK"nun 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönünde bulunmaktadır.
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.04.2016 gün ve 285-387 sayılı direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.09.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi