16. Hukuk Dairesi 2015/8255 E. , 2017/7339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "davacı ve davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarının haritasının bulunup bulunmadığı yönünde Mahkemece araştırma yapılması, kayıtların haritası varsa getirildikten sonra mahallinde yöntemince uygulanarak kapsamının belirlenmesi, tapu kayıtlarının haritasının bulunmaması ya da uygulama kabiliyetlerinin bulunmaması halinde tapu kayıtlarında yazılı sınırlar okunarak yerel bilirkişilerce tek tek göstertilmesi, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı sağlanması, uzman bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinin işaretlendiği, ayrıntılı harita düzenlettirilmesi böylece tapu kayıtlarının kapsamlarının ayrı ayrı belirlenmesi, kayıtların iç içe geçmeleri halinde hangi kayda üstünlük tanınacağının tartışılması, her iki kaydın da kapsamı dışında kalan yerler bulunması halinde usulünce zilyetlik araştırması yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 154 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptaline, davacı Hazine adına tesciline, üzerindeki samanlığın ... tarafından yapıldığının beyanlar hanesine şerh düşülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı Hazine"nin dayanak tapu kaydının taşınmaza uyduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesap hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için Yargıtay bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Davacı Hazine"nin dayanağını oluşturan tapu kaydının mübadeleye tab.... kalan yerlerden olduğundan bahisle idari yoldan tescil edildiği, davalı tarafın tapu kaydının ise kaçak ve yitik kişilerden metruk yerlerden olduğundan bahisle iskan sureti ile oluştuğu anlaşılmaktadır. Ayrıca dosyada bulunan fen bilirkişi raporuna ekli 04.07.1955 tarihli tutanak örneğinde de Hazine tapu kaydının oluşumdan bahsedildiği nazara alındığında kayıtların haritasının bulunma ihtimali söz konusudur. Mahkemece bu yönde araştırma yapılarak her iki tarafın dayanağı olan tapu kayıtlarının oluşum belgeleri ve varsa haritaları dosya içerisine getirildikten sonra mahallinde yöntemince uygulanarak kapsamının belirlenmesi, yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişiler huzuru ile dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılması, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtlarının yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanması, uygulamada tapu kayıtlarının haritasının uygulama kabiliyetinin bulunması halinde haritaya itibar edilmesi, tapu kayıtlarının haritasının bulunmaması ya da uygulama kabiliyetlerinin bulunmaması halinde tapu kayıtlarında yazılı sınırlar okunarak yerel bilirkişilerce tek tek göstertilmesi, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, uzman bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinin işaretlendiği, ayrıntılı harita düzenlettirilmesi böylece tapu kayıtlarının kapsamı ayrı ayrı belirlenerek, kayıtların iç içe geçmeleri halinde hangi kayda üstünlük tanınacağının tartışılması, her iki kaydın da kapsamı dışında kalan yerler bulunması halinde tanık bilgisine başvurularak zilyetlik araştırması yapılması bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozmada işaret edilen hususların hiç birisi yerine getirilmeden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de kadastro hakiminin doğru sicil oluşturması gerektiği dikkate alınmaksızın taşınmazın yüzölçümü, kadastro tespit tutanağında 632,29 metrekare yazılı iken yüzölçümünden eksik olacak şekilde 546,00 metrekare hakkında tescil kararı verilerek infazı olanaksız biçimde hüküm kurulmuş olması da isabetsiz olup, davalı ..."ın temyiz itirazı yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.