17. Hukuk Dairesi 2015/14211 E. , 2018/7998 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, sağlık harcamalarının müvekkilince karşılandığını, ceza yargılamasında kendisini temsil etmesi için avukat tutmak zorunda kaldığını ve avukata 3.964,00 TL ödediğini açıklayıp 5.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, kusura ve tazminat miktarına itiraz ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile 91,33 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminat ile 1.000,00 TL ceza yargılaması vekalet ücretinin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı vekilinin hükmedilen maddi tazminat yönünden yaptığı temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2015 tarihinden itibaren 2.085,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davalı aleyhine kabulüne karar verilen 91,33 TL maddi tazminat yönünden karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin, diğer temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde ve maluliyet raporunun düzenlenmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalı sürücünün %75 oranında, davacının %25 oranında kusurlu sayılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı sürücünün sanık olarak yargılandığı ceza yargılamasında; davacının asli, davalı/sanığın tali kusuru olduğu kabul edilerek karar verildiği, anılan kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12.Ceza Dairesinin 14.02.2014 tarihli kararı ile onandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece alınan 26/03/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının %75 oranında, davalının %25 oranında kusurlu bulunduğu belirtilmiş, anılan rapora itiraz edilmesi üzerine bilirkişi kurulundan alınan raporda; davalı sürücünün %75 oranında, davacının ise %25 oranında kusurlu olduğunu belirtmiş, mahkemece de davalının %75 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek kısmen kabul kararı verilmiştir.
Yargılamada birliğin sağlanması ve yargıya olan güvenin sarsılmaması bakımından anılan ceza dosyası da getirtilerek tarafların savunmaları ve raporlar arasındaki çelişkilerin nedenleri de tartışılmak sureti ile kusur oranı bakımından bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4-Davacı vekili, meydana gelen kaza sebebi ile müvekkilinin ceza yargılamasında kendisini temsil etmek üzere vekil tayin etmek zorunda kaldığını ve vekile 3.964,00 TL ödediğini açıklayıp bu miktarın da tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece de talebin kısmen kabulü ile tarafların haklılık durumuna göre 1.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmiş olup hüküm bu yönü ile de doğru değildir. Şöyle ki; davalının sanık olarak, davacının da katılan olarak yer aldığı ceza yargılamasında davalı/sanığın mahkumiyetine dair hüküm kurulurken kendisini vekil ile temsil ettiren davacı/katılan yararına 600,00 TL vekalet ücretinin tahsiline karar verilmiştir. Davacı yararına ceza
mahkemesince, karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye uygun olarak vekalet ücreti takdir edildiğine göre eldeki bu dava ile mükerrer olacak şekilde ceza yargılaması vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
5-Bozma ilamının neden ve şekline göre davalı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.