11. Ceza Dairesi 2017/14936 E. , 2017/9304 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Sanık ... hakkında özel belgede sahtecilik suçundan; düşme Resmi belgede sahtecilik ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından; mahkumiyet Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan; mahkumiyet
I-)Sanık ... hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen zamanaşımı nedeniyle düşme kararına yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi hükmü karşısında; sanığa yüklenen “özel belgede sahtecilik” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle düşürüldüğü gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
II-)Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve lehe olan 5237 sayılı TCK’nın 204/1. maddesinde öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırına göre, aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
III-)Sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-)Sanığın Anadolu Finans Kurumu A.Ş Bahçelievler Şubesinden müşteki ... adına çek koçanı alıp bu çekleri kullanarak ödememesi üzerine müştekinin karşılıksız çek keşide etmek suçundan mahkumiyetine karar verilip haksız yere cezaevinde kalmasına neden olmak suretiyle üzerine atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 267/4. maddesindeki “Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.” şeklindeki düzenleme atfıyla kişiyi hürriyetten yoksun kılma suçunu oluşturabileceği ve bu maddenin uygulanabilmesi için de öncelikle sanık hakkında iftira suçundan dolayı mahkumiyet hükmü kurulmuş olması gerektiği dikkate alınarak yapılan incelemede; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 267. maddesinde düzenlenen iftira suçundan açılmış herhangi bir kamu davasının olmadığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2-)Kabule göre de;
a-)Tekerrüre esas alınan Küçükçekmece 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 11/04/2000 tarih, 1996/801 esas, 2000/334 karar ( Hüküm fıkrasına yanlış olarak "2002/334 karar" şeklinde yazılmış) sayılı ilamının infaz tarihi olan 01/08/2002 tarihi ile yeni suçun işlendiği 05/05/2006 tarihi arasında 3 yıldan fazla süre mevcut olduğundan TCK.nın 58/2-b maddesi gereğince Küçükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/04/2000 gün ve 1996/801 esas, 2000/334 karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınma imkanı bulunmadığı halde bu ilama istinaden sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nın 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
b-)TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
IV-)Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-)Sanığın suça konu 18.09.2006 keşide tarihli ve 16.950 YTL bedelli sahte çeki kullanmak suretiyle üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; sanığın suça konu çek ile ilgisinin olmadığını savunması; Adli Tıp-Belge İnceleme(Grafoloji) uzmanı Dr. Rabiş Keskin tarafından düzenlenen 26.10.2011 günlü raporda suça konu çekin ön yüzündeki yazılar ile arka yüzündeki 1. ciranta bölümündeki "Birlik İnşaat Eyüp Tepe" yazısının sanığa ait olduğunu bildirilmesine rağmen, Adli Grafoloji Uzmanı Cafer Fırat tarafından düzenlenen 23.07.2013 günlü raporda söz konusu çekin ön yüzü üzerinde bulunan keşideciye ait yazılar ile arka yüzü üzerinde birinci cirantaya ait yazı ve rakamların sanığın eli ürünü olmadığının bildirilmesi karşısında; ceza yargılamasının amacının hiçbir duraksamaya ve kuşkuya yer bırakmayacak biçimde maddi gerçeğin saptanması olduğu dikkate alınarak, 26.10.2011 ve 23.07.2013 tarihli raporlar arasındaki aykırılığın giderilmesi bakımından içlerinde grafoloji uzmanı da bulunan resmi bir kurum veya kuruluştan rapor alınarak çelişkinin giderilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmesi,
2-)Kabule göre de;
a-)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b-)Adli emanetin 2013/11434 sırasına kayıtlı suça konu emanet eşyası hakkında karar verilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.