13. Hukuk Dairesi 2016/23824 E. , 2019/979 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı avukat, davalı şirket ile aralarında 26.10.2011 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi ile aynı tarihli hukuki danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, davalının alacağı için faturaya dayalı takip yapıldığını, borçlunun malları üzerinde tesbit yaptırıp itirazın iptali davası açmak için masraf istediği sırada 29.2.2012 tarihinde haksız olarak azledildiğini ileri sürerek; danışmanlık sözleşmesine gereğince Mart-Ekim 2012 tarihleri arası 800,00 TL üzerinden hesaplanan 6.400,00 TL danışmanlık ücreti ile 23.373,99 TL yasal vekalet ücreti alacağının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne, davalının 23.819,20 TL’na yönelik yaptığı itirazın iptali ile takibin bu bedel üzerinden devamına, inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, azlin haksız olduğu kabul edilerek, davacının verdiği vekalet hizmeti karşılığı 6.400,00 TL danışmanlık hizmeti ile 23.373,99 TL icra vekalet ücreti olmak üzere toplam 29.773,99 TL üzerinden davanın kabulüne dair verdiği kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 11.06.2015 tarih, 2014/43250 esas, 2015/19352 karar sayılı ilamı ile; “1-davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı avukatın, davalının vekili olduğu, avukatlık sözleşmesi yanında 26.10.2011 tarihli bir yıl süreli hukuki danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 12. maddesine göre, süre sona ermeden 30 gün önce yazılı olarak feshi ihbarda bulunmadıkları takdirde sözleşmenin aynı süre ile yenilenmiş sayılacağı şeklinde düzenleme içerdiği, davacı avukatın 29.2.2012 tarihinde haksız azli nedeniyle 26.10.2012 tarihine kadar sürecek olan hukuki danışmanlık sözleşmesi için azil tarihinden sözleşme süresi sonuna kadar aylık ücretlerinin tahsilini talep ettiği, mahkemece bu talebin kabulüne karar verildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının azil işlemi haksız bulunduğuna göre davacı avukat danışmanlık sözleşmesine göre süreden önce azil nedeniyle kural olarak ücretinin tamamını isteyebilir. Borçlar Kanununun 325.maddesinde “İş sahibi işi kabulde temerrüt ederse, işçi taahhüt ettiği işi yapmaya mecbur olmaksızın mukaveledeki ücreti isteyebilir. Şu kadar ki, işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir işle kazandığı ve kazanmaktan kasten feragat eylediği şeyi mahsup ettirmeye mecburdur.” hükmüne göre, davacı avukatın azilden itibaren sözleşme süresi sonuna kadar başka işlerden elde edebileceği kazanç nazara alınarak, hak ve nesafet ilkeleri doğrultusunda hesaplanan alacaktan makul oranda indirim yapılıp yapılmayacağı hususlarının tartışılmaksızın hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuş, bozma sonrası mahkemece bozma uyularak, davacının danışmanlık sözleşmesi ve avukatlık ücret sözleşmesi gereğince davaya konu edilen toplam bedel olan 29.779,99 TL üzerinden %20 indirim yapılmak suretiyle hesaplanan 23.819,20 TL esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulmakla davacı yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bozma kararına uyan mahkemenin artık bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu durumda, mahkemece, bozmaya konu edilen hukuki danışmanlık sözleşmesi gereğince talep edilen bedel üzerinden indirim yapılıp yapılmayacağı değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bozmanın kapsamı dışına çıkılarak davada talep edilen tüm bedel üzerinden indirim yapılmak suretiyle karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.